Hıdırellez Hakkında Herşey
Hıdırellez, Türk Dünyasında kutlanan ilk yaz bayramlarından biridir. Kaynağı çok eskilere dayanır. Bu bayrama Anadolu’da ve Anadolu dışında Türk halkı büyük ilgi gösterir. Birçok gelenek ve görenek bu vesileyle yaşatılır. Dolayısıyla Hıdırellez, Türk toplumunu canlandıran, birlik ve beraberliği pekiştiren bir olgudur.
Her canlı doğar, büyür ve ölür. Mevsimler de böyledir. Bahar bir doğuş, yaz gelişme, güz olgunluk, kış da bir uykuya dalıştır. Bu nedenle mevsimler arasında baharın önemi büyüktür. Ya da bahar diğer mevsimlerden farklıdır.
İnsanın güzelliğinin, gençliğinin, heyecanının, dorukta olduğu yılları ömrün baharı olarak nitelendirilir. İnsanlarda böyle de tabiatta farklı mı? Tabii ki değil, tabiatta da bahar şenlik, tazelik ve canlılıktır. Baharın gelişiyle tabiatta köklü değişiklikler olur. Bahçeler, kırlar renk renk çiçeklerle bezenir. Her taraf yemyeşil olur. Her yerde bir canlılık ve şenlik havası görülür. İnsanlar kışın vermiş olduğu uyuşukluktan, rehavetten kurtulur. Herkes coşar, yerinde duramaz olur.
İşte bu nedenle, baharın gelişine mevsimlerin yaşandığı hiçbir yerde kayıtsız kalınamaz. Ancak bu ilgi Türk Dünyası’nda biraz daha fazladır. Dolayısıyla Türklerin yaşadığı hemen her yerde baharın gelişiyle birlikte Nevruz ve Hıdırellez kutlamaları görülür. Bu kutlamalar da sayılamayacak kadar çok adet ve geleneklerimizin ortaya çıkmasını sağlar.
Hıdırellez havaların iyice ısındığı, Hızır ile İlyas’ın buluştuğuna inanılan 6 Mayıs günüdür. Dolayısıyla Hızır ve İlyas kelimelerinin halk dilinde birleştirilmesiyle Hıdırellez şeklini alan bu gün 6 Mayıs’ta kutlanır. Bir rivayete göre de, Hıdırellez kavramı “Hıdır” ve “Ellez” adlarında iki sevgilinin adının birleştirilmesiyle oluşmuş ve bu sevgililer anılan günde birbirlerine kavuşmuşlardır. Kutlamalar sınırlı olmayıp, bu günlerin öncesinde ve sonrasında da görülür. Eski Türk Takviminde yıl iki ana bölüme ayrılır. 6 Mayıs - 8 Kasım arasındaki 186 günlük bölüme Rûz-ı Hızır (Hızır günleri, yeşil veya yeşeren günler); 9 Kasım –5 Mayıs arasındaki 179 günlük bölüme de Rûz-ı Kasım (Kasım günleri) denir. Buna göre Hıdırellez, Hızır günlerinin ilk 7 idir.
Sebep ne gösterilirse gösterilsin aslında Hıdırellez kutlamalarının gerçek sebebi kışın sona ermesi, ve de tabiatın canlanmasıdır.8 Miladi 6 Mayıs, yani Hıdırellez günü Rumi takvime göre 23 Nisana denk gelir. Halk arasında Rumi Takvime göre “Yedi Mayıs” ya da “Mayıs Yedisi” olarak adlandırılan bu gün, Miladi Takvime göre, 20 Mayıstır.10 Bu nedenle Giresun gibi, bazı yörelerimizde Hıdırellez 20 Mayıs’ta kutlanır. Ama genelde Hıdırellez kutlamaları 6 Mayıs günü yapılır. Aslında astronomik olarak da 6 Mayıs doğru bir tarihtir. 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece, güneş ülker burcuna girer ve yaz başlar. Görüldüğü gibi, kutlama günlerinde takvimlerden kaynaklanan, yörelere göre küçük farklılıklar vardır. Hıdırellez günü yazın başlangıcı olarak görülse de bazı yıllar, bazı yerlerde umulmadık soğuklar ve kar yağışı bile olur. Hatta “Hıdırellez yaz kapısı, yedi gün sürer tipisi” şeklinde bir atasözü de vardır. Böyle durumlarda kutlamalar ya ertelenir ya da kapalı yerlerde yapılır.
Hıdırellez, Türklerin İslamiyeti kabul etmelerinden önce de kutladıkları önemli bir gündür ve kaynağı yüzyıllar öncesine dayanır. Bu kutlamalar İslamiyetin kabul edilişinden sonra islami motiflerle de zenginleşerek Türk kültür coğrafyasındaki yerini almış, İslamiyetten önce Türk toplumu içerisinde yer alan adetler de yaşatılmıştır ki bu konuda İslam Dini’nin göstermiş olduğu toleransı da göz ardı etmemek gerekir. Çünkü aşağıda görüleceği gibi Hıdırellez günlerinde yaşatılan geleneklerden bir kısmı İslam Dininin esaslarına uymaz.
Bununla beraber, Türk Dünyası’nda Hıdırellez kutlamaları esnasında, kaynağı çok eskilere dayanan adet ve gelenekler ortaya çıkmıştır. Bunları şu şekilde gruplara ayırmak mümkündür:
- Kırlara Çıkma, Eğlence, Şenlik ve Oyunlar Düzenleme
- Yiyecek Hazırlama
- Temizlik Yapma ve Giyim Kuşamdaki Değişiklikler
- Hediyeleşme, Akraba Ziyareti, ve Sosyal Dayanışma
- Ad Verme
- Ateş Yakma ve Üzer
- Hızır Baba İnancı
- Kabir Ziyareti, Kurban, Dua ve Diğer Dini Motifler
- Bolluk ve Bereket Gelmesi İçin Yapılanlar
- Sağlık, Mutluluk, Baht Açıklığı İçin Yapılanlar ve Tutulan Dilekler
- Diğer İnançlar
Anadolu’nun pek çok yöresinde Hıdırellez günü kırlarda kuzular kesilir, yemekler yenir. Ancak bunlar hep Hızır için yapılır.O’nun elinin değeceği her şey şifalı addedilir. Bu nedenle, gül ağaçlarının yoksa diğer ağaçların dallarına akşamdan elbiseler asılır. Hızır gece gelip o elbiselere dokunursa, o yıl hastalıklardan uzak sağlıklı ve mutlu bir yıl geçirileceğine inanılır. Bazı yörelerimizde ise, Hıdırellez günü kırk bir çeşit çiçek toplanıp, kaynatılır ve suyu Hızır’ın içtiğine inanılan ab-ı hayata benzetilerek içilir.Hızır’ın geçtiği yerlerde nasip-kısmet dağıttığı inancı yaygındır. Bu nedenle Hıdırellezden bir gün önce, iki genç kız ellerinde su dolu bir küple kapı kapı dolaşarak talih açmak için, kadınlardan küpe, yüzük, toka, düğme, iğne gibi nişanlar toplar ve dilek dilenerek bunlar küpün içine atılır. Üzeri beyaz bir tülbentle bağlanarak bir gül ağacının altına saklanır. Ertesi gün sabahın erken saatlerinde toplanan kadınlar küpü açarlar. Nişanlardan haberi olmayan bir kız elini güvece sokarak bir nişan çıkarır ve avucunda saklar. Diğer bir kız da ezberden mani okur. Okunan mani, çıkan nişanın sahibine aittir. Maniler dileğe göre etraftakilerce yorumlanır. Yine Hızır’ın geldiğine inanılan Hıdırellez gününün bir gün öncesinde sekiz-on yaşlarında bir kız çocuğuna tuzlu hamur yaptırılır. Bu hamur çörek şeklinde pişirilerek iki kısma ayrılır. Bir kısmı evin damına konur. Onu bir karga alır ve hangi yöne giderse, gencin kısmetinin o yönde açılacağına inanılır. İkinci kısım ise akşam yemeği yerine yenir ve su içilmeden uyunur. Çöreğin etkisi ile çok susayan kişiye rüyasında Hızır, sevdiği yada evleneceği kişiyi gösterir. Onun eliyle su ikram eder. Böylece bekar gençler evlenecekleri kişileri, nişanlı kızlar ve taze gelinler de gurbetteki sevdiklerini rüyalarında görmüş olurlar. Anadolu’nun bazı yörelerinde ise Hızır’ın geleceği akşam herkes atının yelesini ve kuyruğunu yıkayıp tarar, örgü yapar. Eğerini vurur, gemler, göğsüne ve boynuna gerdanlık süslemeler takar ve avluya çeker. İnanışa göre, başkalarına yardım etmek için Hızır bu atlara biner ve darda kalanların yardımına koşar.
Türk insanının zihninde Hızır, Hızır-Nebî, Hızır-İlyas, Hıdırellez, Kıdır, Kızır gibi kelimelerle ifade olunan bir Hızır kültü ve bu kült etrafında teşekkül edip, yaşatılan gelenekler vardır. Bazı yerlerde bu gelenekler Nevruz günü; bazı yerlerde Hıdırellez günü bazı yerlerde ise her ikisinde gündeme gelir. Zaman ve yerler bazen farklı da olsa, Hızır geleneği ve ilgili inançlar, Türkiye, Balkanlar, Kazakistan, Kırgızistan, Altaylar, Özbekistan, Azerbaycan, Kafkasya gibi çok geniş bir coğrafyada yaşatılır.
- İnanış
- Örf Ve Adetler
Tepkini Göster
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Yorumlar
Sende Yorumunu Ekle