İran ve Yahudi İlişkileri - Tarihsel Perspektif
Yahudilerin Kenan diyarında kurdukları İsrail devleti, zamanla ikiye bölünmüş ve kuzeydeki İsrail Krallığı M.Ö. 720’de Asur Kralı Sargon tarafından işgal edilerek nüfusu dağıtılmıştı. Güneydeki Yahuda Krallığı ise M.Ö. 587’de Babil Kralı Nebukadnezar tarafından ele geçirilip Kudüs’ün yakılması ve Süleyman Tapınağı'nın yıkılmasıyla sona erdi. Yahudilerin büyük kısmı Babil’e sürgün edildi. Bu trajik olaylar, Yahudi halkında derin bir travma yarattı.
Yahudilere umut olan kişi, Pers Kralı Kiros (Keyhüsrev) oldu. Kiros, Babil Krallığı'nı fethederek Yahudilere Kudüs’e geri dönüş hakkı tanıdı ve bu jestiyle Yahudi tarihinin önemli bir figürü haline geldi. Tevrat'ta büyük bir övgüyle anılan Kiros, Yahudilere özgürlük veren bir kurtarıcı olarak kabul edildi. O dönemde Yahudiler, İran topraklarının bir parçası haline gelmişti. Persler, Yahudileri Roma ve Mısır’a karşı tampon bir güç olarak kullanmış, Yahudiler de Persleri müttefik olarak görmüştü.
Yahudi-İran İlişkilerinin Tarihi Süreci
Kiros’un ardından Yahudilerin bir kısmı Kudüs’e geri döndü, ancak ciddi bir nüfus İran’da kaldı. Yahudiler burada Farsça konuşarak kültürel bir değişime girdiler. Günümüzde bazı İranlıların Yahudi kökenli olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ancak ilişkiler her zaman sorunsuz ilerlemedi. Sasaniler döneminde Zerdüştlük resmi din olarak kabul edildi ve diğer dinlere baskı uygulanmaya başlandı. Fakat bu dönemde bile Yahudiler kendilerine güvenli bir alan bulabildiler.
Yahudiler, İran'da M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren belirgin bir varlık sürdürdüler. Özellikle İsfahan gibi şehirlerde yoğun Yahudi nüfusu vardı. Ancak zaman zaman zulme uğradılar. En dikkat çeken olaylardan biri, 1839 yılında Şii Müslümanların Muharrem ayında bir Yahudi’nin köpek ölüsü attığı iddiasıyla başlayan katliamdır. 40 Yahudinin ölümüyle sonuçlanan bu olay sonrası birçok Yahudi din değiştirmeye zorlandı. Kaçabilenler Semerkant ve Herat gibi bölgelere sığınırken, geride kalanlar "Kripto Yahudiler" haline geldi.
Pehlevi Dönemi ve Yahudiler
1925-1979 yılları arasında Pehlevi Hanedanı döneminde Yahudiler, İran’da en müreffeh dönemlerini yaşadılar. Yahudilere yönelik kısıtlamalar kaldırıldı, devlet memuru olma hakları tanındı ve gazetelerini çıkarabildiler. Ancak bu rahat dönemin ardından gelen İslam Devrimi, Yahudilerin yaşamını değiştirdi. Devrim sırasında Humeyni, Yahudilere siyonist olmadıkları sürece kardeş gözüyle baktığını belirtti. Yeni rejim, Yahudilere büyük ölçüde bu çerçevede davrandı ve onları İran'daki diğer dini azınlıklarla eşit haklar içinde tuttu.
İsrail ve İran Arasındaki Gerilim
Devrim sonrasında Yahudi nüfusu ciddi şekilde azaldı. 1948’de Tahran’da 150.000 Yahudi yaşarken, devrim sonrası bu rakam 35.000’e düştü. Birçok Yahudi, Amerika Birleşik Devletleri'ne göç ederken, bir kısmı İsrail’i tercih etti. Ancak göç edenlerin büyük kısmı, İsrail'deki yaşam koşullarının zorlukları nedeniyle geri dönmeyi tercih etti. Buna rağmen, İran Yahudileri düşük profilli bir hayat yaşamaya başladılar.
İran Yahudileri, İsrail'e gittiklerinde pasaportlarını Türkiye'de bırakıp geçici belgelerle seyahat ediyorlar. İsrail’e yapılan ziyaretlerin ardından Türkiye’de bulunduklarını söylüyorlar. İran’da Yahudi okullarının sayısı 20’den 3’e düşmüş durumda ve okullar İslami müfredata uymak zorunda. Mecliste 290 sandalyeden sadece bir tanesi Yahudi cemaatine ayrılmış durumda. İran'daki Yahudiler, genel olarak takiye yaparak yaşamak zorunda kalsalar da, tarih boyunca hayatta kalma stratejileriyle İran'da varlıklarını sürdürmeyi başardılar.
Günümüzde İran Yahudileri
Son olarak, 7 Ekim 2023 tarihinde İran’daki Yahudi cemaati, İsrail’e yönelik saldırıları kınayan açıklamalar yapmıştır. Ancak bunun büyük ölçüde takiye olduğu düşünülmektedir. İran’daki Yahudilerin büyük kısmı, iki ülke arasındaki gerginliklere rağmen hayatta kalmak ve uyum sağlamak için dikkatli bir politika izlemektedir.
- Güncel
Tepkini Göster
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Yorumlar
Sende Yorumunu Ekle