​Ulubatlı Hasan, İstanbul'un fethi sırasında Osmanlı sancağını Bizans surlarına ilk diken asker olarak bilinir ve Türk tarihinde önemli bir figür olarak kabul edilir. Ancak, tarihçiler arasında onun gerçek bir kişi mi yoksa efsanevi bir karakter mi olduğu konusunda tartışmalar devam etmektedir.​

Tarihsel Kaynaklar ve Tartışmalar

Bazı tarihçiler, Ulubatlı Hasan'ın adının dönemin Osmanlı ve Bizans kaynaklarında geçmediğini belirtir. Özellikle, İstanbul'un fethine tanıklık eden Bizanslı tarihçi Francis'in orijinal eserinde Ulubatlı Hasan'dan bahsedilmezken, daha sonraki dönemlerde Melissinos'un eklemeleriyle bu ismin ortaya çıktığı ifade edilir. Bu durum, bazı araştırmacıların Ulubatlı Hasan'ın sonradan yaratılmış bir efsane olduğunu düşünmesine yol açmıştır. ​

Diğer yandan, tarih araştırmacısı Hakan Yılmaz, Osmanlı ve Bizans kaynaklarına dayanarak yaptığı çalışmalarda, Ulubatlı Hasan'ın gerçek bir kişi olduğunu ve kabrinin Fatih'te bulunduğunu öne sürmektedir. Yılmaz'a göre, Bizanslı tarihçi Yorgios Sfrancis'in kroniğinde Ulubatlı Hasan'a dair rivayetler bulunmaktadır.

Popüler Kültürde Ulubatlı Hasan

Ulubatlı Hasan figürü, edebiyat, sinema ve diğer medya alanlarında geniş yer bulmuştur. Örneğin, 2012 yapımı "Fetih 1453" filminde İbrahim Çelikkol tarafından canlandırılmıştır. Ancak, filmin danışmanları, karakterin tarihsel gerçekliğinin olmadığını ve dramatik etki için eklendiğini belirtmişlerdir.

Ulubatlı Hasan'ın tarihsel bir kişi olup olmadığı konusunda kesin bir yargıya varmak zordur. Bazı kaynaklar onun gerçek bir kahraman olduğunu belirtirken, diğerleri efsanevi bir figür olduğunu savunmaktadır. Her iki görüşü de destekleyen argümanlar bulunmaktadır. Bu nedenle, Ulubatlı Hasan'ın gerçekliği konusundaki tartışmaların devam etmesi muhtemeldir.

Ulubatlı Hasan efsene veya gerçek bir kahramdı bilinmez ancak şu bir gerçektirki gerek Anadolunun Kapılarını sonuna kadar açan Malazgirt'te gerek peygamber muştusuna nail olan İstanbul'un Fethini geçekleştiren mübarek orduda ve daha nice mücadele ve zaferde tarih boyunca nice Ulubatlı Hasanlar, nice Battal Gaziler, nice Koca Seyidler gelmiş geçmiş bu ugurda canlarından geçmeyi göze alıp Şehitlik mertebesine ulaşmışlardır. Bize düşen onların bıraktığı emanete sıkıca sarılmak ve ona iyi bakmaktır.

Sağlıcakla kalın...