İngilizce’de “have” fiili tek başına sadece “sahip olmak” anlamına gelmez. Kullanıldığı yapıya göre zorunluluk, deneyim, eylem yaptırma, zaman, alışkanlık ve tamamlanmışlık gibi birçok farklı anlam kazanır. Bu yüzden “have” yapıları İngilizce öğrenirken mutlaka iyi kavranmalıdır.

Aşağıda en sık kullanılan “have” yapıları, anlamları ve örnekleriyle açıklanmıştır.

1. Have (Sahiplik Bildirir)

Bir şeye sahip olduğumuzu ifade eder.

• I have a car.
  (Bir arabam var.)

• She has two sisters.
  (Onun iki kız kardeşi var.)

2. Have to (Zorunluluk)

Bir şeyi yapmak zorunda olduğumuzu belirtir. Kural, mecburiyet veya dış bir zorunluluk vardır.

• I have to study.
  (Ders çalışmak zorundayım.)

• We have to wear uniforms at school.
  (Okulda üniforma giymek zorundayız.)

3. Have + Object + V3 (Bir İş Yaptırmak)

Bir işi kendimiz değil, başkasına yaptırdığımızı ifade eder.

• I had my car washed.
  (Arabamı yıkattım.)

• She had her hair cut.
  (Saçını kestirdi.)

4. Have Been (Gidip Dönmüş Olmak)

Bir yere gidip geri dönüldüğünü anlatır.

• I have been to Paris.
  (Paris’e gittim – döndüm.)

• He has been to Italy twice.
  (İtalya’ya iki kez gitti.)

5. Have Been + V-ing (Bir Süredir Devam Eden Eylem)

Geçmişte başlayıp hâlâ devam eden bir durumu vurgular.

• I have been studying for two hours.
  (İki saattir ders çalışıyorum.)

• They have been working all day.
  (Bütün gün çalışıyorlar.)

6. Have Got (Günlük Dilde Sahiplik)

Özellikle konuşma İngilizcesinde kullanılır.

• I’ve got a new phone.
  (Yeni bir telefonum var.)

• She’s got a problem.
  (Onun bir problemi var.)

7. Had (Geçmişte Sahiplik)

Geçmişte sahip olunan ama artık olmayan şeyler için kullanılır.

• I had a dog.
  (Bir köpeğim vardı.)

• We had a small house.
  (Küçük bir evimiz vardı.)

8. Had to (Geçmişte Zorunluluk)

Geçmişte yapılması gereken zorunlu işleri anlatır.

• I had to leave early.
  (Erken çıkmak zorundaydım.)

• She had to work last night.
  (Dün gece çalışmak zorundaydı.)

9. Had + V3 (Geçmişten Önce Tamamlanmışlık)

Bir eylemin, başka bir geçmiş eylemden daha önce tamamlandığını gösterir.

• I had finished before he came.
  (O gelmeden önce bitirmiştim.)

• They had left when we arrived.
  (Biz vardığımızda onlar gitmişti.)

10. Have Yet (Henüz – Olumsuz Cümleler)

Bir işin henüz tamamlanmadığını belirtir.

• I haven’t finished yet.
  (Henüz bitirmedim.)

• She hasn’t replied yet.
  (Henüz cevap vermedi.)

11. Have Breakfast / Lunch / Dinner

Yemek yeme anlamında kullanılır.

• I have breakfast at 8.
  (Saat 8’de kahvaltı yaparım.)

• We had dinner together.
  (Birlikte akşam yemeği yedik.)

12. Have a Look (Bakmak)

Bir şeye göz atmak anlamında kullanılır.

• Have a look at this.
  (Buna bir bak.)

• Can you have a look at my homework?
  (Ödevime bir bakabilir misin?)

13. Have a Good Time (İyi Vakit Geçirmek)

Eğlenceli zaman geçirmek anlamına gelir.

• We had a good time.
  (İyi vakit geçirdik.)

• Have a good time at the party!
  (Partide iyi eğlenceler!)

14. Have a Shower (Duş Almak)

Günlük rutin eylemleri ifade eder.

• I have a shower every morning.
  (Her sabah duş alırım.)

15. Have an Idea (Fikir Sahibi Olmak)

• I have an idea.
  (Bir fikrim var.)

• She has a great idea.
  (Onun harika bir fikri var.)

“Have” fiili İngilizce’de en çok anlam kazanan fiillerden biridir.
Sınavlarda, konuşma dilinde ve yazılı İngilizce’de doğru kullanımı;
zaman, bağlam ve yapıya göre değişir.

Bu yapıları örnekleriyle öğrenmek, İngilizce’yi hem daha doğru hem de daha akıcı kullanmanı sağlar.