Bebek İsimleri Listesi - E Harfi İle Başlayanlar
256
İsim | Cinsiyet | Köken | Anlamı |
Eban | Erkek | Arapça | Eban b. Osman b. Affan: Hz. Osmanın üçüncü oğlu olup valilik etmiştir. Cemel vakasında Hz, Aişeye refakat etmiştir |
Ebbedullah | Erkek | Arapça | Allah ebedi eylesin, daim eylesin |
Ebecen | Erkek | Türkçe | Akıllı çocuk |
Ebed | Erkek | Arapça | Sonu olmayan gelecek |
Eber | Erkek | Arapça | Hayırlı, şerefli, faziletli |
Ebher | Erkek | Arapça | En parlak |
Ebra | Erkek | Arapça | 1. Ürkme, kaçma. 2. Birden bire ölme. |
Ebrar | Erkek | Arapça | 1. Hayır sahipleri. 2. İyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar. Şeş Ebrar: Altı hayır sahibi, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin. |
Ebru | Erkek | Farsça | 1. Kaş. 2. Bulut renginde, buluta benzer, bulut gibi dalgalı, bulutlu. 3. Kağıt üzerine kendine has usulle yapılan, mermer, damarları gibi dalgalı şekilli süsleme. Ciltçilikte ve hüsn-ü hatta kullanılır. |
Ebu | Erkek | Arapça | Baba, ata. (bkz. Ebi, peder) |
Ebu Ali Sina | Erkek | Türkçe | (İbn Sina). Ali Sinanın babası anlamında. Ünlü Türk bilgini. |
Ebu Cehil | Erkek | Arapça | (Ebul-Hakem Amr b. Hişam b. el-Muğire) İslamın doğuşunda müslümanların en büyük düşmanlarından. Mekkeli müşrik. Müslümanlara en büyük işkeneler onun tarafından yapıldı. Cehalet ve bilgisizliğin babası anlamında Ebu Cehil denildi. Hakkında ayetler indi. Bedir savaşında İslam mücahidi İbn Mesud tarafından öldürüldü |
Ebu Davud | Erkek | Arapça | Süleyman b. el-Eşas es-Sicistani. Kütüb-i Sitteden birisi olan Sünen-i Ebu Davudun müellifi. Büyük hadis bilgini. 500.000 hadis arasından seçtiği 4800 hadisten oluşan Süneni, ahlak, tarih ve fıkıhla ilgili meseleleri içerir |
Ebu Eyyub El-Ensari | Erkek | Arapça | Asıl adı Halid b. Seyddir. Sahabedendir. Rasûlullah Medineye geldiğinde ilk önce onun evinde misafir oldu. İstanbula kadar gelip Bizanslılarla savaştı |
Ebu Hanife | Erkek | Arapça | (Numan b. Sabit). Hanefi mezhebinin kurucusu. Müetehid, alim. (Küfe 699-Bağdat 787). Kabilden gelen büyük babası Kufeye yerleşti. İslami ilimler sahasında mükemmel bir eğitim gören İmam-ı Azam ictihad edebilecek seviyeye geldi. Devrinin en meşhur bilginidir. Küfe kadılığı teklifini reddedince Halife Mansur onu hapse attırdı. Hapishanede iken vefat etli. |
Ebu Hureyre | Erkek | Arapça | Suffe ashabındandır. Birçok hadis rivayet etmiştir |
Ebu Ubeyde B. El-Cerrah | Erkek | Arapça | (571-639) (Amr b. Abdullah). İslami ilk kabul eden sahabelerden biri. Cennetle müjdelenmiştir. Çeşitli cephelerde ordu komutanlığı yaptı. Suriyede vefat elti |
Ebu Zer | Erkek | Arapça | Altın sahibi, servet ve zenginlik sahibi |
Ebu Zer El-Gıfari | Erkek | Arapça | -Sahabedendir |
Ebubekir | Erkek | Arapça | Deve yavrusunun babası. - Hulefa-i Raşidinin ilkidir. Hz. Ebubekirin lakabı. Rasûlullah (s.a.s)ın nübüvvetinden önce de sonra da en yakın arkadaşı olmuştur |
Ebyar | Erkek | Arapça | Pek ak, pek beyaz |
Ece | Erkek | Türkçe | 1. Baş reis. 2. Kraliçe. 3. Ana. 4. Yaşlı kadın. |
Ecegül | Erkek | Türkçe | (bkz. Ece) |
Ecehan | Erkek | Türkçe | (bkz. Ece) |
Ecem | Erkek | Türkçe | Kraliçem, benim sultanım |
Ecemiş | Erkek | Türkçe | Çok bilmiş |
Ecenaz | Erkek | Türkçe | Ece ve naz kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir. |
Ecer | Erkek | Türkçe | Yeni, güzel, iyi |
Echer | Erkek | Arapça | 1. Son derece güzel kadın. 2. Gündüz iyi görmeyen karmaşık gözlü. |
Ecir | Erkek | Arapça | 1. Bir iş ya da emek karşılığı verilen şey. 2. Sevap. 3. Aziz sevgili. |
Ecmel | Erkek | Arapça | En güzel, en yakışıklı |
Ecre | Erkek | Arapça | Mükafat anlamı taşır. Ecr kökünden türemiştir. |
Ecren | Erkek | Arapça | Bknz. Ecrin : Allah’ın hediyesi anlamını taşımaktadır. Bu isim hakkında ayrıntılı bilgi sahibi ziyaretçilerimiz bize ulaşabilirler. |
Ecrin | Erkek | Arapça | Allah’ın hediyesi anlamını taşımaktadır. |
Ecved | Erkek | Arapça | 1. En iyi olan. 2. Eli açık cömert. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak okunur. |
Eda | Erkek | Arapça | 1. Naz, cilve. 2. Kurum, caka. 3. Alınan şeyi geri ödeme. 4. Bir vazifeyi yerine getirmek |
Edagül | Erkek | Türkçe | (bkz. Eda) |
Edebali | Erkek | Türkçe | (Öl: 1325). Osman Gazinin kayınpederi ve hocası. Osmanlı imparatorluğunun kuruluşunda önemli bir rolü oldu |
Edgü | Erkek | Türkçe | İyi |
Edgüalp | Erkek | Türkçe | İyi yiğit |
Edgüer | Erkek | Türkçe | (bkz. Edgü) |
Edgükan | Erkek | Türkçe | (bkz. Edgü) |
Edhem | Erkek | Arapça | Karayağız at. -Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. İbrahim Edhem: İslam tarihinde meşhur sofi |
Edib | Erkek | Arapça | 1. Edepli, terbiyeli, zarif, nazik. 2. Edebiyatla uğraşan kimse. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. Edip Ahmet Yükneki: (XII. yy.) Türk şair yazar. Tek ve önemli yapıtı Süleymaniye kütüphaneside mevcut olan Atabetul Hakayık isimli eserdir. |
Edibe | Erkek | Arapça | (bkz. Edip) |
Edim | Erkek | Arapça | Fiil, amel |
Edip | Erkek | Bilinmiyor | Edepli terbiyeli / Edebiyatla ilgilenen kişi |
Ediz | Erkek | Türkçe | 1. Yüksek, yüksek yer. 2. Ulu, yüce, değerli. |
Edris | Erkek | Arapça | (bkz. İdris) |
Edviye | Erkek | Arapça | Devalar, ilaçlar, çareler |
Efadil | Erkek | Arapça | Pek mümtaz olanlar, çok bilgililer |
Efahim | Erkek | Arapça | En ulu, pek büyük ve saygıya layık kimseler |
Efazıl | Erkek | Arapça | (bkz. Efadıl) |
Efdal | Erkek | Arapça | 1. Çok faziletli, yüksek derecede. 2. Tercihe şayan, müreccah. |
Efe | Erkek | Türkçe | 1. Ağabey, büyük kardeş. 2. Yiğit, cesur. 3. Kabadayı. |
Efecan | Erkek | Türkçe | Afacan, hareketli, ele avuca sığmaz |
Efecan - Afacan | Erkek | Türkçe | Hareketli, ele avuca sığmaz, akıllı |
Efekan | Erkek | Türkçe | Efe soyundan gelen |
Efendi | Erkek | Türkçe | 1 . Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan. 2 . Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse. 3 . Koca. 4 . Görgülü, nazik, kibar. |
Efgan | Erkek | Farsça | Figan, ağlayıp inleme, feryat |
Efgen | Erkek | Farsça | 1. Düşüren, yıkan, yere atan. 2. Alıcı, yakıcı, düşürücü. - (bkz. Figen). |
Efhem | Erkek | Arapça | 1. Çabuk anlayan. 2. Zihni açık olan. 3. Daha ulu, çok büyük şeref sahibi fehametli. - (bkz. Fehamet). |
Efide | Erkek | Arapça | Yürekler, kalpler, gönüller |
Efil | Erkek | Türkçe | Rüzgar, dalgalanma |
Efkar | Erkek | Arapça | 1. Düşünceler. 2. İç sıkıntısı, kaygı. |
Efken | Erkek | Farsça | Düşkün |
Eflak | Erkek | Arapça | 1. Semalar, felekler, yükler, küreler, zamanlar. 2. Bahtlar, talihler, kaderler. |
Eflaki | Erkek | Arapça | Gökte oturan melek. - Eflaki Şemseddin Ahmet Dede: (1360). Osmanlı sufi ve yazar. Mevlanaya dair Menakıbül-Arifin adlı eserin müellifi |
Eflal | Erkek | Arapça | Meyveleri yerde, kökleri gökyüzünde cennetteki bir meyve ağacı - (Anlamının Yanlış Olduğunu Düşünüyorsanız Lütfen Bize Ulaşın) |
Eflatun | Erkek | Yunanca | 1. Açık mor. 2. Aristonun hocası, Sokratın talebesi, ünlü Yunan filozofu. |
Eflin | Erkek | Farsça | Cennete açılan kapı |
Efnan | Erkek | Arapça | Cennetteki güzel gözlü kız |
Efra | Erkek | Arapça | Anlamı konusunda bilgi sahibi olan ziyaretçilerimiz bize ulaşabilirler. |
Efrahim | Erkek | İbranice | Hz. Yusuf un ikinci oğlu. Orta Filistinde yerleşen İsrail kabilesine adını verdiği söylenir. Bu kabile Hz. Süleymanın ölümünden sonra asıl İsrail topluluğunun 12 kola ayrılmasında etken oldu |
Efran | Erkek | Farsça | Neş’eli, keyifli, sevinçli olan kimse. Mesrur. |
Efras | Erkek | Arapça | Atlar, beygirler, kısraklar |
Efrasiyap | Erkek | Farsça | Turan Türkleri büyük kahraman kağanının Farsça adı. Alp er Tonga asıl adıdır. Büyük İskenderden evvel yaşamıştır. Kaşgardaki ilk müslüman Türk sülalesi Karahanlıların Afrasiyab neslinden geldiği söylenmektedir. Alper Tonga Hüsrev tarafıandan öldürülmüştür |
Efraz | Erkek | Farsça | Kaldıran, yükselten. - Firar. Yükselten, mümtaz, büyük, meşhur, maruf |
Efridun | Erkek | Farsça | Cemşid soyundan anlayış ve zekasıyla meşhur bir İran hükümdarı |
Efrug | Erkek | Farsça | 1. Parıltı, ışık. 2. Nur. |
Efruz | Erkek | Farsça | 1. Şule, parıltı. 2. Aydınlatan, parlatan. 3. Tutuşturan, yakan. Gösterişli güzel. |
Efsa | Erkek | Farsça | Sihirbaz. Efsuncu. İnsanı teshir edici. | cennet ırmaklarından birinin adı |
Efşan | Erkek | Farsça | Eklendiği kelimelere "saçan, dağıtan, serpen, silken" manası verir.. - Gülefşan: Gül saçan |
Efsane | Erkek | Farsça | 1. Asılsız hikaye. 2. Masal, boş söz, saçma sapan lakırdı. - Dillere düşmüş, maşhur olmuş hadise. |
Efser | Erkek | Farsça | 1. Taç. 2. Subay., (bkz. İklil). |
Efsun | Erkek | Farsça | 1. Efsun, büyü, sihir, gözbağcılık, (bkz. Füsun). |
Eftal | Erkek | Arapça | En değerli en yüksek. |
Eftalya | Erkek | Yunanca | Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalyadan |
Efza | Erkek | Farsça | Artmak, çoğalmak |
Ege | Erkek | Türkçe | 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her halinden sorumlu olan. 2. Yaşça büyük, ulu. 3. Sahip. |
Egehan | Erkek | Türkçe | Engin denizlerin hükümdarı |
Egemen | Erkek | Türkçe | Hakim, hüküm süren karşılığı olarak kullanılan bu kelime, hem kök, hem de ek olarak yanlıştır. Türkçede ne "eğe" kökü, ne de "man-men" şeklinde isim yapım eki vardır |
Egenur | Erkek | Türkçe | (bkz. Ege) |
Egesel | Erkek | Türkçe | (bkz. Ege) |
Eğilmez | Erkek | Türkçe | Başkalarının baskısını ve üstünlüğünü kabul etmeyen, baş eğmeyen |
Eğin | Erkek | Türkçe | sırt, arka |
Ehad | Erkek | Arapça | 1. Bir, tek. 2. İlk sayı. 3. Allahın isimlerinden, bir ve tek olan Allah. - İsim olarak kullanılmaz. |
Ehil | Erkek | Arapça | 1. Sahip, malik. 2. Becerikli, yetenekli. 3. Karı-kocadan her biri. |
Ehlem | Erkek | Arapça | Arapça da anlamı selam vermek hayırlı günler dilemek güne iyi başlamak anlamında kullanılır. |
Ehlimen | Erkek | Arapça | inançlı inanan kimse |
Ehliyet | Erkek | Arapça | 1. İşe yarar halde bulunuş, bir işi hakedebilecek durumda bulunuş, selahiyet, yetki. 2. Mahirlik, iktidar, liyakat, kabiliyet, kifayet, mensubiyet. 3.İktidar, kabiliyet ve liyakat vesikası. |
Ehlullah | Erkek | Arapça | 1. Allahın adamı, veli, evliya. 2. Allaha teveccüh etmiş, kulluğunu yanlız ona yöneltmiş. Küfür ehlinden, ve şirkten kaçınan. |
Ejder | Erkek | Bilinmiyor | Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü |
Ekabir | Erkek | Arapça | Rütbece, görgü ve faziletçe büyük olanlar, devlet ricali |
Ekber | Erkek | Arapça | Daha büyük, çok büyük, en büyük, pek büyük, azam. -Allahın sıfatlanndandır. Kuran-ı Kerimde 23 yerde geçer. İsim olarak kullanılması iyi değildir. Hindistana hakim olan Türk hükümdarı |
Eke | Erkek | Türkçe | 1. Bilgili, deneyli, olgun. 2. Kurnaz, açıkgöz. 3. Bilmiş çocuk. 4. Dahi. |
Ekemen | Erkek | Türkçe | (bkz. Eke) |
Eker | Erkek | Türkçe | Toprakla uğraşan |
Ekim | Erkek | Türkçe | 1. Toprağa ürün ekme işi. 2. Yılın onuncu ayı. |
Ekin | Erkek | Türkçe | 1. Ekilmiş tahılın sürmüşü, tarlada bitmiş tahıl. 2. - Kültür. |
Ekiner | Erkek | Türkçe | (bkz. Ekin) |
Ekmel | Erkek | Arapça | l. Daha, pek kamil, mükemmel ve kusursuz olan. 2. En uygun, en eksiksiz. 3. Ekmel-i Enbiya: Hz. Rasûlullah (s.a.s). 4. Dinin tamamlanması. Maide suresi ayet, 3. |
Ekmeleddin | Erkek | Arapça | 1. Dinin en olgunu, en olgunlaştırdığı isim. 2. Dinin tamamı. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. - (bkz. Ekmelettin). |
Ekrem | Erkek | Arapça | 1. Daha, en kerim. 2. Çok şeref sahibi, pek cömert, çok eli açık. Ekremül-Ekremin: Cenab-ı Hak. (Alak suresi: 3 ). |
Ekvan | Erkek | Arapça | Varlıklar, alemler, dünyalar. - (bkz. Evren) |
Ela | Erkek | Arapça | Sarıya çalan kestane rengi, göz rengi |
Elam | Erkek | Türkçe-Farsça | Türkçe : Benim olan ela... Farsça : Elam İmparatorluğu Eski Elamite İmparatorluğu (Farsça’da تمدن عیلام) (M.Ö. 2700- M.Ö. 660 arası) Sümer ve Akkad’in doğusunda, bu günkü İran’ın güneybatısındaki Huzistan eyaletini ve Fars eyaletinin batısında yer almıştır. |
Elanaz | Erkek | Türkçe | Ela ve naz kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir. |
Elanur | Erkek | Arapça | (bkz. Ela) |
Elasu | Erkek | Türkçe | Ela ve su kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir. |
Elburz | Erkek | Farsça | 1. Kafkaslarda en yüksek dağ. 2. Uzun boylu yakışıklı kimse |
Elçi | Erkek | Türkçe | 1. Başka bir devlet nezdinde devletini temsil eden kişi. 2. Sefir. 3. Allahın gönderdiği rasul ve nebiler. |
Elçim | Erkek | Türkçe | Deste demet tutam |
Elçin | Erkek | Türkçe | Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne |
Eldar | Erkek | Azerice | Yurt sever, ülkesine bağlı. Bu ismin anlamı konusunda daha fazla bilgiye sahipseniz bize ulaşabilirsiniz. |
Eldem | Erkek | Bilinmiyor | Sevimli, cana yakın |
Eldemir | Erkek | Türkçe | Demir gibi güçlü el |
Elem | Erkek | Arapça | Ağrı. Acı. Keder. Sancı. Dert. Gam. Kaygı. |
Elen | Erkek | Latince | Çok değerli ender bulunan mücevher... |
Elezan | Erkek | Arapça | Göğe yükselen ezan sesi anlamındadır. Anlamının yanlış yada eksik olduğunu düşünüyorsanız lütfen bize yardımcı olunuz. |
Elfaz | Erkek | Arapça | Sözler, sözcükler |
Elfida | Erkek | Arapça | Feda etme, gözden çıkarma, verme |
Elfin | Erkek | İngilizce | Küçük yaramaz, Ele avuca sığmaz |
Elfiye | Erkek | Arapça | l- 1000 mısralık manzume. 2. Manzum risaleler. |
Elgin | Erkek | Türkçe | Garip, yurdundan ayrılmış |
Elhan | Erkek | Arapça | Nağmeler, ezgiler |
Elif | Erkek | Arapça | 1. İslami alfabenin ilk harfi. Ebccd hesabında değeri birdir. 2. Musikide "la" notasını ifade için kullanılır. 3. Ülfet eden, dost, tanıdık. 4. Alışmış, alışkın, alışık. - İki kelimeli isimler yapılabilir (Elif Beyza, Elif Nur v.s.). |
Elife | Erkek | Arapça | (bkz. Elif) |
Elis | Erkek | Arapça | Güzel kokulu bir çicek. İsim hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olan ziyaretçilerimiz bize uluşabilirler. |
Elisa | Erkek | Almanca | Elisa = Elyesa: Benî İsrail Peygamberlerindendir. Benî İsrail ise; günden güne Kitabullah’ı dinlemez olmuştu. Cenab-ı Hak Asuriye Devleti’ni onlara musallat eyledi. Sonra Yunus (A.S.) Asuriye içinde Ninova şehrinde Peygamber oldu |
Eliz | Erkek | Türkçe | El izi |
Elizan | Erkek | Arapça | Uzaktan duyulan ezan sesi |
Ella | Erkek | Fransızca | Sonsuzlukluk |
Ellada | Erkek | Yunanca | Ümit. |
Elmas | Erkek | Yunanca | 1. Bilinen kıymetli taş. 2. Pek sevgili ve kıymetli. 3. Billurlaşmış saf ve şeffaf karbon. 4. Ucunda sivri bir elmas parçası bulunan ve cam kesmekte kullanılan alet. |
Elnare | Erkek | Azerice | Ülkesinin ışığı, Odlar yurdu - Azerbaycan’ın diğer ismi ile de eşanlamlıdır. |
Elnur | Erkek | Azerice | Elin nuru. |
Elvan | Erkek | Arapça | Levnler, renkler, çok renkli, polikrom |
Elveda | Erkek | Türkçe | Veda etmek. |
Elvida | Erkek | Arapça | Allaha ısmarladık. Allaha emanet olun yollu ayrılık hitabı, (bkz. el-Firak, el-Veda) |
Elvin | Erkek | Arapça | Cennet çiceği, Gökkuşağının her bir tayfına verilen isim, Sıcak |
Elyesa | Erkek | Arapça | Kuran-ı Kerimde adı geçen bir peygamber |
Elzem | Erkek | Türkçe | Çok gerekli olan, vazgeçilmez. |
Eman | Erkek | Arapça | 1. Emniyet. 2. Himaye, masuniyet. Güvence. - Müslüman her ferde eman verebilir. |
Emanet | Erkek | Arapça | 1. Emniyet edilen kimseye bırakılan şey, eşya veya kimse. 2. Osmanlı devletinde bazı devlet dairelerine verilen isim. |
Emanetullah | Erkek | Arapça | Allahın emaneti |
Emanullah | Erkek | Arapça | 1. Allahın emaneti. Devletin tebası, halk, millet. |
Emeç | Erkek | Türkçe | 1. Hedef. 2. Yamaç. 3. Henüz memeden kesilmemiş buzağı. |
Emek | Erkek | Türkçe | 1. Uzun, yorucu ve özenli çalışma. 2. Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü. |
Emel | Erkek | Arapça | 1. Ümit. 2. Şiddetli arzu, hırs, tamah. 3. Uzun zamanda gerçekleşebilecek arzu. 4. İnsan ömrünün yetmeyeceği hülyalar, kuruntular. |
Emet | Erkek | Farsça | Bereket, bolluk. |
Emin | Erkek | Arapça | 1. Korkusuz kimse. 2. Emniyette olan. 3. İnanan, güvenen. 4. İnanılır, güvenilir. 5. Şüpheye düşmeyen, kati olarak bilen. 6. Emanet olarak idare edilen dairelerin başı. - 7. (Hz. Muhammed (s.a.s) ve Cebrailin adı. |
Emine | Erkek | Arapça | 1. Arapçadaki Amine kelimesinin Türkçeleştirilmiş şeklidir. 2. Peygamberimizin annesi |
Emir | Erkek | Arapça | 1. Bir kavmin, bir şehrin başı. 2. Büyük bir hanedana mensup kimse. 3. Peygamberimizin soyundan gelen. 4. Kumandan. 5. Abbasi devletinde başkomutan. 6. Osmanlı devletinde beylerbeyi ve Tanzimattan sonra sivil paşalığın ilk derecesi. |
Emir Sultan | Erkek | Arapça | I. Beyazıd zamanında Buharadan Bursaya hicret eden mutasavvıf. |
Emira | Erkek | Bilinmiyor | Eski mısırda prenseslere verilen ünvan. Bu isim hakkında daha fazla bilgi sahibi olan ziyaretçilerimiz bize yardımcı olabilirler. |
Emiray | Erkek | Türkçe | Emir ve ay isimlerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir. |
Emircan | Erkek | Türkçe | Emir ve can kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Emir : 1. Bir kavmin, bir şehrin başı. 2. Büyük bir hanedana mensup kimse. 3. Peygamberimizin soyundan gelen. 4. Kumandan. 5. Abbasi devletinde başkomutan. 6. Osmanlı devletinde beylerbeyi ve Tanzimat’tan sonra sivil paşalığın ilk derecesi. Can : Güç, kuvvet, hayatiyet, dirilik. |
Emire | Erkek | Arapça | (bkz. Emir) |
Emirhan | Erkek | Türkçe | (bkz. Emir). - "Emir" kelimesine "han" eki getirilerek iki isimden meydana gelmiştir |
Emirkan | Erkek | Türkçe | Emir ve kan kelimelerinin birleşiminden oluşan bir isim. |
Emra | Erkek | Bilinmiyor | Emra ; en güzel sunuş hediye anlamındadır. Emir veren kadın. |
Emrah | Erkek | Türkçe | Anadolu saz şairlerinden |
Emral | Erkek | Bilinmiyor | Anlamı konusunda bize yardımcı olabilirsiniz. |
Emran | Erkek | Arapça | Kürkler, hayvan derileri |
Emre | Erkek | Türkçe | Aşık. Mübtela. Vurgun |
Emreddin | Erkek | Arapça | Dinin emrettiği. - Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır |
Emri | Erkek | Arapça | Emirle ilgili |
Emriye | Erkek | Arapça | (bkz. Emri) |
Emrullah | Erkek | Arapça | Allahın emri |
Emsal | Erkek | Arapça | 1. Kıssalar, hikayeler, destanlar. 2. Numuneler, örnekler. 3. Eş benzer. 4. Yatış denk. 5. Katsayı. |
Enam | Erkek | Arapça | 1. Bütün mahlukat, yaratılmış her şey. 2. Halk, insanlar. Seyyidül-Enam: Halkın ulusu Rasûlullah (s.a.s). 3. Kuran-ı Kerimin 6. Suresinin adı. 4.Bazı ayet ve duaları içeren dua kitabı. |
Enbiya | Erkek | Arapça | Peygamberler |
Enda | Erkek | Osmanlıca | Yüksek, yüce, âlâ. |
Ender | Erkek | Arapça | çok az, çok seyrek, çok az bulunur, pek nadir |
Ener | Erkek | Türkçe | En yiğit, en kahraman kişi |
Energin | Erkek | Türkçe | En olgun, çok olgun |
Enes | Erkek | Arapça | 1. İnsan. 2. Enes b. Malik: (Basra 709). Rasûlullah (s.a.s)den çok hadis nakleden sahabelerdendir. Hicretten sonra annesi onu, 10 yaşındayken Rasûlullah (s.a.s)ın hizmetine vermiştir. Rasûlullah (s.a.s)ın vefatına kadar yanında kalmıştır. 97-107 yaşına kadar yaşadığı rivayet edilmektedir. |
Enfa | Erkek | Arapça | Çok yararlı, daha çok faydalı, (bkz. Nafi) |
Enfal | Erkek | Arapça | 1. Ganimet. 2. Kuran-ı Kerimin 8 suresinin adı. |
Enfes | Erkek | Arapça | Çok güzel, en güzel |
Engi A Y | Erkek | Türkçe | (bkz. Engin) |
Engin | Erkek | Türkçe | 1. Ucu, bucağı görünmeyecek kadar çok geniş. 2. Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü, açık deniz. 3. Değer ve fiyatı düşük olan. 4. Yüksekte olmayan, alçak yer. |
Enginalp | Erkek | Türkçe | Değerli yiğit |
Enginer | Erkek | Türkçe | İyi, güzel, değerli insan |
Enginiz | Erkek | Türkçe | İz bırakacak kadar değerli insan |
Enginsoy | Erkek | Türkçe | Geniş soydan gelen |
Enginsu | Erkek | Türkçe | Açık deniz |
Engintalay | Erkek | Türkçe | Büyük deniz, okyanus |
Engür | Erkek | Türkçe | 1. Çok gür. 2. Bereketli. |
Enhar | Erkek | Arapça | Irmaklar, çaylar. Enhar. Kuran-ı Kerimde cennetlerin altlarından akan ırmaklar |
Enis | Erkek | Arapça | 1. Dost arkadaş. 2. Yar, sevgili. |
Enise | Erkek | Arapça | (bkz. Enis) |
Ensar | Erkek | Arapça | 1. Yardımcılar, muavinler, müdafiler, koruyucular. 2. Medineye hicretle Mekkeli muhacirlere yardım eden, Medineli müslümanlara verilen ad. Kuran-ı Kerimde çok geçen kelimelerden birisidir. |
Ensarullah | Erkek | Arapça | Allah yolunda Rasûlullah (s.a.s)a yardım edenler |
Envar | Erkek | Arapça | Ziyalar, aydınlıklar, ışıklar, parlaklıklar. - (bkz. Ziya) |
Enver | Erkek | Arapça | Daha nurlu, en nurlu, çok parlak |
Eracar | Erkek | Türkçe | Becerikli erkek |
Erakalın | Erkek | Türkçe | Alnı ak, dürüst erkek |
Erakıncı | Erkek | Türkçe | Yiğit akıncı |
Eraksan | Erkek | Türkçe | Temiz adlı yiğit |
Eralkan | Erkek | Türkçe | Al kanlı yiğit |
Eralp | Erkek | Türkçe | Yiğit erkek |
Eraltay | Erkek | Türkçe | (bkz. Eralp) |
Eranay | Erkek | Türkçe | Yetişip gelen ay |
Erandaç | Erkek | Türkçe | (bkz. Eraltay) |
Eranıl | Erkek | Türkçe | – Yiğitliğinle anıl, tanın. |
Eraslan | Erkek | Türkçe | Aslan gibi, güçlü kuvvetli erkek |
Eravend | Erkek | Farsça | 1. Şevk, arzu, istek. 2. Şan, şeref. |
Eray | Erkek | Türkçe | Erken ay, ilk ay, ayın ilk günlerinde doğan. - (bkz. İlkay) |
Erbaşat | Erkek | Türkçe | (bkz. Eralp) |
Erbatur | Erkek | Türkçe | Cesur, yiğit |
Erbay | Erkek | Türkçe | Soylu, ünlü aileye mensup erkek |
Erbelgin | Erkek | Türkçe | Açık yürekli erkek |
Erben | Erkek | Türkçe | (bkz. Eralp) |
Erberk | Erkek | Türkçe | Şimşek gibi yiğit |
Erbil | Erkek | Türkçe | Yürekli, cesur olarak kabullen" anlamında kullanılan bir ad. |
Erboğa | Erkek | Türkçe | Boğa gibi güçlü erkek |
Erboy | Erkek | Türkçe | Yiğit soydan gelen |
Ercan | Erkek | Türkçe | Canlı, diri, sıhhatli erkek |
Erce | Erkek | Osmanlıca | Er adam, Erkek adam |
Erçelik | Erkek | Türkçe | Çelik gibi güçlü erkek |
Erçetin | Erkek | Türkçe | Sert, güçlü erkek |
Erçevik | Erkek | Türkçe | Çevik, hızlı erkek |
Ercihan | Erkek | Türkçe-Farsça | Cihanın tanıdığı erkek |
Ercil | Erkek | Osmanlıca | Hindistan cevizi anlamındadır.(Botanik) |
Erçin | Erkek | Farsça | 1. Merdiven, basamak. 2. Erken doğan, en erken davranan. |
Ercivan | Erkek | Türkçe-Farsça | Genç erkek |
Ercüment | Erkek | Farsça | Muhterem, şerefli, itibarlı, haysiyetli, seçkin, saygın, değerli |
Ercüvan | Erkek | Arapça-Farsça | 1. Erguvan çiçeği. 2. Kızıl şey. 3. Kırmızı kadife. |
Erda | Erkek | Arapça | Beyaz karınca |
Erdal | Erkek | Türkçe | Tek erkek, dal gibi uzun erkek |
Erdem | Erkek | Türkçe | 1. Fazilet. 2. Maharet, hüner. 3. Liyakat. 4. Usta gemici. 5. İnsanın ruhsal yetkinliği. |
Erdemalp | Erkek | Türkçe | – Erdemli yiğit. |
Erdemay | Erkek | Türkçe | (bkz. Erdem) |
Erdemer | Erkek | Türkçe | – Erdemli kimse. |
Erdemir | Erkek | Türkçe | Demir gibi güçlü erkek |
Erdemli | Erkek | Türkçe | Erdemli, faziletli |
Erden | Erkek | Bilinmiyor | Bekâret / İnsan eli değmemiş / Erkenden |
Erdeniz | Erkek | Türkçe | (bkz. Deniz) |
Erdeşir | Erkek | Türkçe | Cesur, kahraman, aslan yürekli |
Erdi | Erkek | Türkçe | 1. Amacına ulaşan, erişen. 2. Olgunlaşmış erkek. 3. Ermiş veli. |
Erdibike | Erkek | Türkçe | Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadın |
Erdim | Erkek | Türkçe | (bkz. Erdem) |
Erdin | Erkek | Türkçe | (bkz. Erdi) |
Erdinç | Erkek | Türkçe | Duru, güçlü kuvvetli erkek |
Erdoğan | Erkek | Türkçe | Yiğit doğan |
Erdönmez | Erkek | Türkçe | Sözünden dönmeyen, doğru sözlü |
Erduran | Erkek | Türkçe | (bkz. Erdönmez) |
Erdurmuş | Erkek | Türkçe | (bkz. Erduran) |
Erdursun | Erkek | Türkçe | (bkz. Erdurmuş) |
Erek | Erkek | Türkçe | Gerçekleştirilmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, hedef |
Ereken | Erkek | Türkçe | (bkz. Erek) |
Erel | Erkek | Türkçe | Erkek eli, güçlü el |
Erem | Erkek | Bilinmiyor | Ulaşmak, kavuşmak için çaba gösteren |
Eren | Erkek | Türkçe | 1. Yetişen, ulaşan, vasıl olan. 2. İyi yetişmiş kişi. 3. Cesur, yiğit adam. 4. Ermiş. 5. Koca, zevc. 6. Kişi, şahıs. |
Erenalp | Erkek | Türkçe | (bkz. Eren) |
Erenay | Erkek | Türkçe | (bkz Eren) |
Erencan | Erkek | Türkçe | (bkz. Eren) |
Erendiz | Erkek | Türkçe | Gezegenlerin en büyüğü ve güneşe yakınlık bakımından beşincisi Jüpiter |
Erengüç | Erkek | Türkçe | (bkz. Eren) |
Erengül | Erkek | Türkçe | (bkz. Eren). - Eren ve gül isimlerinden birleşik |
Erenöz | Erkek | Türkçe | (bkz. Eren) |
Erensoy | Erkek | Türkçe | (bkz. Eren) |
Erensu | Erkek | Türkçe | (bkz. Eren) |
Erentürk | Erkek | Türkçe | Eren-türk |
Erer | Erkek | Türkçe | Ulaşır, kavuşur |
Eretna | Erkek | Türkçe | XIV. yy. Orta Anadoluda Sivas ve Kayseride beylik kuran bir zat. Aslen Uygur Türklerinden olup Küçük Asyada Anadolu Selçuklularına ait yerleri idarelerine almış olan İlhanlıların emirlerinden biri. Adil yönelimi sayesinde halkın övgüsünü almış ve kendisine "köse peygamber" lakabı verilmiştir |
Erez | Erkek | Arapça | Acıbadem ağacı |
Erg İner | Erkek | Türkçe | Olgun erkek |
Ergalip | Erkek | Arapça | Üstün, yenen kimse |
Ergazi | Erkek | Arapça | (bkz. Ergalip) |
Erge | Erkek | Türkçe | Şımarık, nazlı |
Ergenç | Erkek | Türkçe | Genç erkek |
Ergener | Erkek | Türkçe | (bkz. Ergenç) |
Ergi | Erkek | Türkçe | İyi, güzel bir şeye erişme |
Ergin | Erkek | Türkçe | 1. Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş. 2. Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan kimse ( bkz. Reşid). |
Erginalp | Erkek | Türkçe | (bkz. Ergin) |
Erginay | Erkek | Türkçe | (bkz. Ergin) |
Ergincan | Erkek | Türkçe | Olgun ruhlu kimse |
Erginsoy | Erkek | Türkçe | Olgun kişilerin soyundan gelen |
Ergintuğ | Erkek | Türkçe | (bkz. Ergin) |
Ergök | Erkek | Türkçe | (bkz. Ergin) |
Ergökmen | Erkek | Türkçe | Mavi gözlü, sanşın kimse |
Ergönül | Erkek | Türkçe | Gönül eri, iyi insan |
Ergüç | Erkek | Türkçe | Erkek gücü |
Ergüden | Erkek | Türkçe | 1. Yiğitlik eden erkek. 2. Sevk ve idare kabiliyeti olan, lider. |
Ergüder | Erkek | Türkçe | (bkz. Ergüden) |
Ergül | Erkek | Türkçe | Nadide gül, tek gül |
Ergüleç | Erkek | Türkçe | Güleryüzlü erkek |
Ergümen | Erkek | Türkçe | Amacına, isteğine kavuşan |
Ergun | Erkek | Farsça | Sert başlı, oynak ve hızlı giden at. Ergun Celaleddin Çelebi: Türk sufı. Mevlananın soyundandır. Kütahya mevlevi hanesine de şeyhlik yapmıştır |
Ergün | Erkek | Türkçe | 1. Yumuşak uysal kimse. 2. Sulu kar, sulu saf kar. |
Ergunalp | Erkek | Türkçe-Farsça | Hızlı, çevik, yiğit |
Ergünay | Erkek | Türkçe | (bkz. Ergün) |
Erguner | Erkek | Türkçe-Farsça | Hızlı, çevik erkek |
Ergüner | Erkek | Türkçe | Yumuşak huylu, uysal erkek |
Erguvan | Erkek | Farsça | Kırmızımtrak bir çiçek |
Ergüven | Erkek | Türkçe | Kendine güvenen |
Ergüvenç | Erkek | Türkçe | Güven duyulan kimse |
Erhan | Erkek | Türkçe | İyi, adaletli hükümdar. |
Erhun | Erkek | Türkçe | Hunlu yiğit |
Erib | Erkek | Arapça | Akıllı, zeki kimse |
Eribe | Erkek | Arapça | (bkz. Erib) |
Erike | Erkek | Arapça | Taht |
Eriker | Erkek | Türkçe | Becerikli, yürekli adam |
Erim | Erkek | Türkçe | 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. Vakıf olmak, yetmek. |
Erimel | Erkek | Türkçe | (bkz. Erim) |
Erimşah | Erkek | Türkçe | (bkz. Erim) |
Erin | Erkek | Türkçe | Erginleşmiş kimse anlamını taşımaktadır. |
Erinç | Erkek | Türkçe | Rahat, huzur |
Erinçer | Erkek | Türkçe | Huzur veren kimse |
Eripek | Erkek | Türkçe | Yumuşak, uysal erkek |
Eris | Erkek | Farsça | Zeki, uyanık, azılı |
Erkal | Erkek | Türkçe | Erkek kal, adam olarak kal |
Erkam | Erkek | Arapça | Rakamlar, sayılar, yazılar. Erkam b. Erkam: İlk müslüman olan sahabilerden birinin adı. Peygamberimiz ve müslümanlar Mekke döneminde bir müddet çalışmalarını gizlice Erkamın evinden yürüttükleri için, evi İslâm tarihinde meşhur olmuş ve günümüze Darul-Erkam olarak ulaşmıştır |
Erkan | Erkek | Arapça | 1. Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler. 2. General ya da amiral aşamasındaki askerler. 3. Yol, yöntem, adet, usûl. 4. Temel esaslar. Rükünler, direkler. |
Erkay | Erkek | Türkçe | Bu ismin anlamı konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olan ziyaretçilerimiz bize ulaşabilirler. |
Erke | Erkek | Türkçe | 1. İş başarma gücü. 2. Nazlı serbest büyütülmüş çocuk. |
Erkel | Erkek | Türkçe | Güçlü, kudretli el |
Erkılıç | Erkek | Türkçe | Kılıç gibi keskin güçlü yiğit |
Erkin | Erkek | Türkçe | Serbest, hür |
Erkınay | Erkek | Türkçe | Çalışan erkek |
Erkiner | Erkek | Türkçe | Bağımsız, özgür insan |
Erkman | Erkek | Türkçe | Güçlü, etkili, sözü geçen kimse |
Erkoç | Erkek | Türkçe | Güçlü, iriyan erkek |
Erkoçak | Erkek | Türkçe | bkz. Koçak |
Erksan | Erkek | Türkçe | Güçlü, etkili san, tanınmış ad |
Erksoy | Erkek | Türkçe | Güçlü soydan gelen |
Erksun | Erkek | Türkçe | Gücünü, kudretini göster |
Erkul | Erkek | Türkçe | Erkek kul, güçlü kuvvetli adam, kul |
Erkut | Erkek | Türkçe | 1. Güçlü, dayanıklı erkek. 2. Mübarek insan, kutlu insan. |
Erkutay | Erkek | Türkçe | Uğurlu ayda doğan erkek |
Erma | Erkek | Arapça | Çok güzel ve cilveli olan |
Erman | Erkek | Farsça | 1. Arzu, istek. 2. Yerinme, pişman olma. |
Ermin | Erkek | Farsça | Keykubatm dördüncü oğlu |
Ermiş | Erkek | Türkçe | 1. Allaha yönelmiş ve bu yolda merhale katetmiş kimse. 2. Veli, aziz. |
Ermiye | Erkek | Arapça | Dolu yağdıran kasırga |
Ernoyan | Erkek | Türkçe | Yiğit başkomutan |
Eroğuz | Erkek | Türkçe | Yiğit kimse |
Erokay | Erkek | Türkçe | Seçkin, beğenilen erkek |
Erol | Erkek | Türkçe | Erkek ol. - "Er" ve "ol" kelimelerinden birleşik isim |
Eronat | Erkek | Türkçe | Dürüst, güvenilir, iyi erkek |
Eröz | Erkek | Türkçe | Özü erkek, yiğit olan |
Erozan | Erkek | Türkçe | Erkek ozan, şair |
Erşad | Erkek | Türkçe-Farsça | Sevinçli, mutlu erkek |
Ersagun | Erkek | Türkçe | Alp Arslan’ın çocukluk arkadaşı ve komutanlarından biri. |
Erşahan | Erkek | Türkçe | Şahin gibi güçlü yiğit |
Erşahin | Erkek | Türkçe | Erkek şahin, kuş |
Ersal | Erkek | Türkçe | Yiğitliğinle tanın |
Ersalmış | Erkek | Türkçe | (bkz. Ersal) |
Ersan | Erkek | Türkçe | l. Adıyla, sanıyla ünlenmiş erkek. 2. Güzel, güçlü san bırakmak. |
Erşan | Erkek | Türkçe | Yiğitliğiyle tanınmış, ünlenmiş erkek |
Erşat | Erkek | Bilinmiyor | Doğru yolu bulan |
Ersavaş | Erkek | Türkçe | (bkz. Ersal) |
Ersayın | Erkek | Türkçe | Saygı değer kimse |
Erseç | Erkek | Türkçe | Seçkin ol |
Erşed | Erkek | Arapça | Er reşid, ergin olan, doğru yola daha yakın, hareket hattı daha iyi olan. (bkz. Reşid) |
Ersen | Erkek | Farsça | Meclis, kurultay, kongre |
Ersen | Erkek | Türkçe | Mutlu, neşeli erkek |
Erserim | Erkek | Türkçe | (bkz. Serim) |
Erseven | Erkek | Türkçe | Seven erkek |
Ersever | Erkek | Türkçe | (bkz. Erseven) |
Ersevim | Erkek | Türkçe | Sevimli, sempatik erkek |
Ersezen | Erkek | Türkçe | (bkz. Ersezer) |
Ersezer | Erkek | Türkçe | Kavrayışı güçlü erkek |
Ersin | Erkek | Türkçe | Erkeksin anlamında |
Ersöz | Erkek | Türkçe | Yiğit sözlü |
Ersu | Erkek | Türkçe | (bkz. Ersöz) |
Ersunal | Erkek | Türkçe | (bkz. Ersu) |
Ertaç | Erkek | Türkçe | Erkekliği taç gibi taşıyan |
Ertan | Erkek | Arapça | Dericilerin,, yaprağıyla sahtiyan (deri) boyadıkları bir nevi ağaç |
Ertaş | Erkek | Türkçe | Taş gibi erkek. -Er ve taş kelimelerinden birleşik isim |
Ertaylar | Erkek | Türkçe | Uzun boylu, yakışıklı erkek |
Erte | Erkek | Türkçe | 1. Gelecek şafak, şafak sökme zamanı. 2. Yarın. 3. Herhangi bir işte ilk başarı. |
Ertek | Erkek | Türkçe | Tek, eşsiz yiğit |
Ertekin | Erkek | Türkçe | Soylu erkek. - Er ve tekin kelimelerinden birleşik isim |
Ertem | Erkek | Türkçe | Erdem / Fazilet |
Erten | Erkek | Türkçe | 1. Sabah güneşin doğduğu zaman. 2. Gün. |
Ertingü | Erkek | Türkçe | Olağanüstü görülmemiş |
Ertok | Erkek | Türkçe | Gözü, gönlü tok yiğit |
Ertöre | Erkek | Türkçe | Töreleri olan yiğit |
Ertuğ | Erkek | Türkçe | Sorguç tutan erkek |
Ertuğrul | Erkek | Türkçe | Dürüst, doğru, yiğit. - Ertuğrul Gazi: Osmanlı hanedanının kurucusu. Osman Beyin babası |
Ertuna | Erkek | Türkçe | (bkz.Tuna) |
Ertunç | Erkek | Türkçe | l. Tunç renkli erkek. -2. Tunç madeni gibi güçlü kuvvetli erkek. - Er ve tunç kelimelerinden birleşik isim. |
Ertunga | Erkek | Türkçe | 1. Yiğit hakan. 2. Uygur yazıtlarında geçen Türk adı. |
Ertürk | Erkek | Türkçe | Er-türk. Yiğit türk. |
Ertüze | Erkek | Türkçe | (bkz. Tüze) |
Erüstün | Erkek | Türkçe | Üstün erkek |
Erva | Erkek | Arapça | 1. Çok güzel genç. 2. Son derece cesur ve yiğit adam. |
Ervin | Erkek | Farsça | 1. Tecrübe, sınama, deneme. 2. Şeref ve itibar. |
Eryalçın | Erkek | Türkçe | Sert, güçlü, boyun eğmez yiğit |
Eryaman | Erkek | Türkçe | Güçlü, becerikli |
Eryavuz | Erkek | Türkçe | Yürekli, korkusuz |
Eryetiş | Erkek | Türkçe | Erken gel |
Eryıldız | Erkek | Türkçe | Yıldız gibi parlak yiğit |
Eryılmaz | Erkek | Türkçe | (bkz. Yılmaz) |
Erzade | Erkek | Türkçe-Farsça | Yiğit oğlu |
Erzan | Erkek | Farsça | 1. Ucuz, bol. 2. Uygun, münasip, layık. |
Esad | Erkek | Arapça | 1. Oldukça mutlu, daha saadetli. 2. Çok hayırlı. – Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kullanılır. Esad b. Zürare: Sahabedendir. Künyesi Ebu Umamedir. Akabe beyatmdan önce müslüman oldu. 1.2. ve 3. Akabe beyatlarında hazır bulundu. Medineye İslamı ilk tebliğ eden sahabidir. Hicretin II. yılında Şevval ayında (Bedir öncesi) vefat elti. |
Esari | Erkek | Arapça | Bağlı, bağlanmış. |
EşAri | Erkek | Arapça | Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eşari (Öl. 935). Ünlü kelam alimi, Eşari mezhebinin, kurucusudur. 40 yaşına kadar Mutezile görüşü benimsemiş, daha sonra Basra camiinden de herkese ilan ederek Mutezileyi bıraktığını açıklamıştır |
Esat | Erkek | Arapça | Uğurlu, şanslı |
Eşay | Erkek | Türkçe | Ay kadar güzel |
Eşca | Erkek | Arapça | En cesur, en yiğit kişi |
Ese | Erkek | Kantokça | Rüzgar. |
Esed | Erkek | Arapça | Arslan. Gazanfer. Haydar. Cesur ve kahraman kişi anlamında kullanılmıştır |
EsedüD-Din | Erkek | Arapça | Dinin arslara. - Şeref lakabıdır |
Esedullah | Erkek | Arapça | (Allahın arslanı) Hz. Ali, Hayberin fethinde gösterdiği kahramanlıktan dolayı Rasûlullah (s.a.s), Hz. Aliye bu ismi vermiştir. Astronomide: Güneşin rumi, temmuzun 9unda ve Efrenci temmuzun 23ünde içine girdiği ve semanın kuzey yarımküresi eteğinde bulunan birçok parlak yıldızdan müteşekkil 5. burç |
Esen | Erkek | Türkçe | Sağ, salim, sağlıklı |
Esenboğa | Erkek | Türkçe | (bkz. Esen) |
Esendağ | Erkek | Türkçe | Dağ gibi güven verici ve sağlam yaptı |
Esener | Erkek | Türkçe | Sağlıklı, rahat kimse |
Esengül | Erkek | Türkçe | Canlı, dipdiri, renkleriyle yeni açan güzel gül |
Esentürk | Erkek | Türkçe | Güçlü, kuvvetli, sağlıklı Türk |
Eser | Erkek | Arapça | 1. Nişan, alamet, iz. 2. Etki, tesir. 3. Yok olmuş bir nesneden kalma parça. 4. Bir kişinin ortaya koyduğu mahsul, telif. 5. Hadis, hadis ilmi. 6. İmal, icat. |
Eşfak | Erkek | Arapça | Daha şefkatli, çok merhametli |
Esil | Erkek | Osmanlıca | 1.Şerefli, şanlı, namlı, haysiyetli, itibarlı ve otoriter kişi. 2.Parlak, uzun ve dolgun yüz. 3.Doğru şey. 4.(C.: Asal-Esail-Usul) İkindi sonrasından akşama kadar olan vakit. 5.Kavi, muhkem, sağlam. |
Esila | Erkek | Arapça | Esila kuran da geçen arapça bir kelimedir ve geçtiği yer ile anlamı şöyledir: "vezkur isme Rabbike bukreten ve esîla - Rabbinin adını sabah akşam an." buyurulmaktadır. Burada geçen "bukra" Arapça’da sabah demektir. "esila" ise zeval vaktinden gurup vaktine kadar demektir. Bu, öğle namazı ile ikindi namazını kapsar. Ondan sonraki "Geceleyin ona secde et" buyurulmaktadır. Yani gurûb’tan başlayarak gece vaktinde secde etmesi istenmektedir. Bu da akşam ve yatsı namazını kapsar. Hemen peşinde de "Onu geceleri uzun uzun tesbih edin" denilmiştir. Bundan da teheccüt namazına atıfta bulunulmuştur. (İnsan suresi 25. ayet) |
Esilasu | Erkek | Arapça | Esila ve su kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir. |
Esim | Erkek | Türkçe | Rüzgarın en tatlı ve hafif esmesi. |
Esin | Erkek | Türkçe | -1. Rüzgar, sabah rüzgarı. 2. İlham, çağrışım |
Eşir | Erkek | Arapça | Çok sevinçli |
Eslek | Erkek | Türkçe | 1. Çalışkan, gayretli. 2. Yumuşak başlı, uysal. 3. Atik, çevik. |
Eslem | Erkek | Bilinmiyor | Daha sağlam, en selâmetli, en sâlim. |
Eşlem | Erkek | Arapça | 1. En selamatli, en emin, en doğru yol. 2. Kendisini bütünüyle Allahın dinine adamış, Silme girmiş mümin. |
Eslemnur | Erkek | Arapça | Allah’ın askerleri, islam hakikat doğru |
Esma | Erkek | Arapça | 1. Adlar. 2. Kulaklar, işitme. - Esmaül-Hüsna: Allahın güzel isimleri. - Hz. Esma: Hz. Ebu Bekirin kızı, Hz. Aişenin ablasıdır. |
Esmahan | Erkek | Türkçe | (bkz. Esma) |
Esman | Erkek | Arapça | Bedeller, kıymetler, değerler |
Esmanur | Erkek | Arapça | Adı nur |
Esme | Erkek | Türkçe | Esmek fiili |
Esmer | Erkek | Arapça | (bkz. Esved) |
Esmeray | Erkek | Türkçe | Siyah ay, buğday renkli, karayağız |
Esna | Erkek | Türkçe | Bir işin yapıldığı an, sıra: "Ben de o esnada onun söyleyemediği tarafları zihnimden tamamlıyordum."- R. N. Güntekin. Kaynak: TDK |
Esra | Erkek | Arapça | Daha hızlı, daha çabuk, en çabuk. Karanlıkta yol gösteren, anlamlarını taşır. |
Eşraf | Erkek | Arapça | 1. Şerefli, saygın kimseler. 2. Bir yerin zenginleri, sözü geçenler. |
Esranur | Erkek | Arapça | Çabuk, hizli, en hizli Allah(c.c) isimlerinden aydinlatan |
Eşref | Erkek | Arapça | Daha şerefli, çok onurlu, çok aziz, pek muhterem. Eşrefi: Akkoyunlular devrinde kullanılan bir çeşit gümüş para. Yavuz Sultan Selimin Mısırı fethettikten sonra burada bastırdığı para. Eşrefoğlu Rumi: Kadiri tarikatının bir kolu olan Eşrefîyye adlı ekolün kurucusu |
Esved | Erkek | Arapça | Siyah, kara |
Esver | Erkek | Arapça | Medinede bulunan hacer-ül esver taşının adı |
Etem | Erkek | Arapça | Daha tam daha noksansız, mükemmel. - (bkz. Ekmel) |
Ethem | Erkek | Arapça | (bkz. Edhem) |
Etka | Erkek | Bilinmiyor | Allah korkusu ile günahtan çok fazla çekinen. Haram veya helâl olduğunu iyice bilmediği şüpheli şeyleri yapmayan. Günah işlemeyen. Her şeyde Cenab-ı Hakk’ın rızasını gaye ve maksad edinen. |
Eva | Erkek | Almanca | Havva. Yaratılan ilk kadın demek. Akşam, arife, arife gecesi. (Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce) |
Evcan | Erkek | Türkçe | Evdeki insan evcimen |
Evcimen | Erkek | Türkçe | Evine, ailesine bağlı. Ev işlerinde becerikli |
Evda | Erkek | Arapça | Kursağının tüyleri beyaz olan güvercin. |
Evdegül | Erkek | Türkçe | Güzel kız |
Evenur | Erkek | Türkçe | Eve gelen nur, eve doğan nur |
Evfa | Erkek | Arapça | Daha vefalı, cana yakın, sözünde duran. |
Evin | Erkek | Türkçe | Tohum, tane, öz cevher |
Evirgen | Erkek | Türkçe | İşini bilen, tedbirli kimse |
Evla | Erkek | Arapça | Daha uygun, daha layık, daha iyi üstün. Hayırlı amel |
Evliya | Erkek | Arapça | 1. Veliler. 2. Allahın dostları. 3. İman edip salih amel işleyenler. 4. Allah yolunda mallan ve canlarıyla cihad edenler. 5. Allahın emaneti olan dinini ve hükümlerini yeryüzünde tevelli ederek korumaya çalışanlar. |
Evnur | Erkek | Türkçe | (bkz. Evdegül |
Evra | Erkek | Farsça | Hisar |
Evren | Erkek | Türkçe | 1. Büyük yılan, ejderha. 2. Felek, zaman. 3. Kainat, dünya. 4. Yaşanılan vasat. |
Evrensel | Erkek | Türkçe | "Alemşümül" karşılığı olarak. - Fransızca "Universale benzetilerek kullanılır |
Evrim | Erkek | Türkçe | Aşamalarla kendini gösteren ilerleme, değişim |
Evro | Erkek | Lazca | Kıble rüzgarı. |
Evsa | Erkek | Arapça | Daha geniş ve daha uzak hale getirmek anlamında bir fiildir. |
Evsan | Erkek | Arapça | Pullar, harçlar (bkz. Esnam). - İsim olarak kullanılmaz |
Evşen | Erkek | Bilinmiyor | Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir |
Evvah | Erkek | Arapça | 1. Çok ah eden. 2. Çok dua eden. 3. Merhametli. 4. İmanı sağlam. 5. Din bilgisi çok geniş olan kimse. 6. Kuran-ı Kerimde bu isimle Hz.İbrahim vasıflandırılmıştır. |
Evvel | Erkek | Arapça | 1. İlk başlangıç, ilkin. 2. Allahın 99 isiminden biri. |
Eygül | Erkek | Türkçe | İyi |
Eylem | Erkek | Türkçe | 1. Eyleme işi, fiil, aksiyon. 2. Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası, amel. |
Eylül | Erkek | Arapça | Sonbaharın ilk ayı |
Eymen | Erkek | Arapça | 1. Daha uğurlu, çok talihli, hayırlı, kutlu. 2. Sağ taraftaki. Eymen b. Hureym:. Sahabedendir. Mekkenin alınışı sırasında müslüman oldu. Babası ve amcası Bedir şehitlerindendir. Hadis rivayctiylc ün kazandı. |
Eyşan | Erkek | Bilinmiyor | Şanlı güzel, güzelliği ile ünlü |
Eyşe | Erkek | Bilinmiyor | Güzel, akıllı |
Eyüb | Erkek | Arapça | 1. Sabırlı. 2. Dönen, pişman olan, günahlarına tevbe eden demektir. Kuranda adı geçen peygamberlerden. Güzel sabır sahibi. Allahın imtihanına güzellikle sabredip mükafat ve ihsana ulaşmıştır. -Türk dil kuralı açısından "b/p" olarak okunur. |
Eyüp | Erkek | Arapça | Sabrın simgesi olmuş bir peygamber |
Ezamet | Erkek | Arapça | (bkz. Azamet). 1. Büyüklük, ululuk. 2. Çalım, kıvrım |
Ezel | Erkek | Türkçe | Başlangıcı olmayan anlamını taşımaktadır. |
Ezelhan | Erkek | Türkçe | (bkz. Ezel) |
Ezfer | Erkek | Arapça | Güzel kokulu |
Ezgi | Erkek | Türkçe | 1. Belli bir kurala göre yaratılan ve kulakta haz uyandıran şeşname. 2. Makamla söylenen manzum söz. 3. Beste (bkz. Beste). |
Ezgü | Erkek | Türkçe | Makam, hava |
Ezhan | Erkek | Arapça | İnsanda akıl, fikir, zeka, hafıza anlayış, kavrayış, kudretleri |
Ezheran | Erkek | Arapça | Ay ve güneş |
Ezna | Erkek | Farsça | Rüyayla gelen Bu isim ve anlamının doğruluğu yada yanlışlığı konusunda bilgi sahibi olan ziyaretçilerimiz bize ulaşabilirler. |
Eznev | Erkek | Farsça | Yeni baştan, yeniden |
Ezo | Erkek | Bilinmiyor | İsmin anlamı ve kökeni konusunda bilgi sahibi olan ziyaretçilerimiz bize yardımcı olabilirler. |
Ezra | Erkek | Arapça | 1. Pek fasih, sözü düzgün adam. 2. Beyaz kulaklı siyah at. |
Ezrak | Erkek | Arapça | Mavi gözlü. Gök rengi saf ve temiz su |
- bebek isimleri
- E harfi
Tepkini Göster
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Yorumlar
Sende Yorumunu Ekle