Bebek İsimleri Listesi - F Harfi İle Başlayanlar
253
İsim | Cinsiyet | Köken | Anlamı |
Fadale | Erkek | Arapça | 1. Faziletli. 2. Rasulullaha tabi olmuş sahabedendir. Medineli ilk müslümanlardandır. Birçok hadis rivayeti mevcuttur. |
Faden | Erkek | Almanca | İplik |
Fadik | Erkek | Türkçe | Fatma adının bir söyleniş biçimi |
Fadıl | Erkek | Arapça | (bkz. Fâzıl) |
Fadile | Erkek | Arapça | (bkz. Fazıl) |
Fadime | Erkek | Türkçe | (bkz. Fatma) |
Fadiş | Erkek | Türkçe | Fatma adının bir söyleniş biçimi |
Fadl | Erkek | Farsça | 1. İyilik. 2. Fazilet. 3. Erdemlilik. Fadl b. Abbas b. Abdülmuttalib: Rasulullahın amcası Abbas (r.a.)ın oğludur. |
Fahamet | Erkek | Arapça | 1. Fahimlik, ululuk. 2. İtibar, kıymet, değer. |
Fahhar | Erkek | Arapça | 1. Çok övünen, kendini çok metheden. 2. Çanak, çömlek, toprak testi. 3. Saksı. |
Fahim | Erkek | Arapça | 1. Akıllı, anlayışlı, kavrayışlı.2. Ulu, büyük, sayan. |
Fahime | Erkek | Arapça | (bkz. Fahim) |
Fahir | Erkek | Arapça | 1. Övünülecek, iftihar edilecek. 2. Şerefli, kıymetli. 3. Parlak, güzel, mükemmel. |
Fahire | Erkek | Arapça | (bkz. Fahir) |
Fahreddin | Erkek | Arapça | Dinin övdüğü, diniyle övünen. Dinin seçkini. Fahreddin Razi: (Rey 1149-Horat 1209). Müfessir, kelamcı. Dilbilimci. Fizikçi. Tıpçı |
Fahrettin | Erkek | Arapça | Karşılıksız kabul edilen görev, iş |
Fahri | Erkek | Arapça | Bir karşılık beklemeden yalnızca şeref ve iftihar vesilesi olarak kabul edilen iş. (İş, sıfat, unvan). Fahri aza, fahri üye; maaşsız, ücretsiz veya müessese için gurur kaynağı olan kişi |
Fahriye | Erkek | Arapça | Bir işi çıkar beklemeden yapan |
Fahriyye | Erkek | Arapça | (bkz. Fahri). İslami edebiyatla, şairlerin kendi vasıflarından, faziletlerinden ve şairlik kuvvetlerinden bahsettikleri şiirler. Daha çok kasidelerin bir bölümü bu şekildedir |
Fahrünissa | Erkek | Arapça | Övünülecek değerde kadın |
Fahrunnisa | Erkek | Arapça | (bkz. Fahir). - Çok övünen, şanlı, şerefli, onurlu kadın |
Faik | Erkek | Arapça | 1. Üstün, seçkin, yüksek, ileri. 2. Mümtaz, manevi olarak üstün olan. |
Faika | Erkek | Arapça | (bkz. Faik) |
Faiz | Erkek | Arapça | Fevz bulan, muradına ulaşan, başarı kazanan. Kuranda müslümanları vasfetme sadedinde birçok yerde geçmektedir |
Faiza | Erkek | Arapça | (bkz. Faiz) |
Fakı | Erkek | Türkçe | Fakihten bozma kelime. Anadoluda okuryazar ve bilgili imam, hoca gibi kimselere eskiden verilen unvan |
Fakih | Erkek | Arapça | l. Bir şey bilen yahut anlayan kimse. 2. Fıkıh ilminde üstad. İslam hukuk bilgini. |
Fakir | Erkek | Türkçe | Yoksul |
Falih | Erkek | Arapça | 1. Felaha eren, başarı kazanan, muradına eren. 2. Toprağı süren, eken. |
Farûki | Erkek | Arapça | Hz. Ömerin nesline yahut adaletine mensup |
Farabi | Erkek | Arapça | 870-950 yıllan arasında yaşamış ve Aristo felsefesinin İslam aleminde yayılmasına yol açmış Türk filozofudur. Kendisine muallim-i sani (Aristodan sonra 2. üstad) unvanı verilmiştir. Eserlerinin İbn-i Sina üzerinde büyük tesiri vardır. Kanun dediğimiz çalgının mucididir. Asıl adı "Ebu Nasır Muhammedtir |
Farah | Erkek | Arapça | Mutluluk, Neşe |
Faran | Erkek | Bilinmiyor | İncil’de Mekke dağlarına verilen isim. Hz. Peygamber’in (A.S.M.) Faran dağlarında zuhur edeceği İncil’de haber verilmiştir. |
Faris | Erkek | Arapça | 1. Atlı (süvari). 2. Binici, ata binmekte maharetli. 3. Ferasetli, anlayışlı. 4. İranın güneyindeki Şiraz vilayeti. |
Farise | Erkek | Arapça | (bkz. Faris) |
Faruk | Erkek | Arapça | 1. Haklıyı-haksızı ayırmakta güçlü olan. 2. Doğruyu yanlıştan ayıran. 3. Keskin. - Hz. Ömerin lakabı; haklıyı haksızdan ayırederek adaleti tam yerine getirmekte ün kazandığı için "Faruk" kelimesiyle adlandırılmıştır. |
Faryab | Erkek | Farsça | 1. Dere ve ırmak suyu ile sulanan yer. 2. Eski Horasanda Delhe yakın bir şehir. |
Fatîne | Erkek | Arapça | ((bkz. Fatin) |
Fatih | Erkek | Arapça | 1. Fetheden, açan. 2. Bir ülkeyi, şehri veya kaleyi zapteden kimse. 3. Hüküm veren anlamında, Cenab-ı Hakkın sıfatlarından biridir. Araf suresi 89. ayet. - İstanbulu fetheden yedinci Osmanlı padişahı Sultan Mehmet Hana bu fethinden ötürü verilen unvan. |
Fatıma | Erkek | Arapça | 1. Sütten kesilmiş. 2. Kendisi ve zürriyeti cehennemden uzak kılınmış.- Hz. Peygamberin Hz. Haticeden dünyaya gelen en küçük kızının adıdır. Hicretten 18 yıl önce 605te Mekkede dünyaya gelmiştir. 632 yılında Medinede vefat etmiştir. 18 yaşında iken Hz. Ali ile evlenmiş, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Ümmü gülsüm ve Hz. Zeyneb adında dört çocuğu vardır. Rasûlullah (s.a.s)tan sonra 6 ay yaşamıştır. Lakabı Zehradır. |
Fatin | Erkek | Arapça | 1. Zeki, anlayışlı. 2. Zihni açık, kavrayışlı. Uyanık. |
Fatma | Erkek | Arapça | Sütten kesme / Aslı Fatima |
Fatmagül | Erkek | Arapça | (bkz. Fatma) |
Fatmanur | Erkek | Arapça | (bkz. Fatma) |
Fatoş | Erkek | Türkçe | Fatma adının halk arasında bir başka söyleniş biçimi |
Fayih | Erkek | Arapça | Kendiliğinden dağılan güzel koku |
Fayiha | Erkek | Arapça | 1. Çiçek veya meyve kokusu. 2. Güzel kokulu nesne. |
Faysal | Erkek | Arapça | 1. Keskin hüküm, karar. 2. Halletme, neticelendirme. 3. Keskin kılıç. 4. Hakim. |
Fazıl | Erkek | Arapça | 1. Faziletli, fazilet sahibi. 2. Erdemli, faik, üstün. - (bkz. Faik, Fadıl). |
Fazıla | Erkek | Arapça | (bkz. Fazıl) |
Fazilet | Erkek | Arapça | 1. İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye olan devamlı ve değişmez istidat, güzel vasıf. 2. Kişiyi, ahlaklı ve iyi hareket etmeye yönelten manevi kuvvet. 3. İnsanın yaratılışındaki iyilik, iyi huy, erdem. 4. İyi anlak, iffet. - (bkz. Erdem). |
Fazlı | Erkek | Arapça | 1. Değer, üstünlük, iyilik, fazilet, lütuf. 2. Fazla, ziyade, artık, baki. 3. İki sayının birbirinden olan farkları. 4. İlim ve irfan sahibi. 5. Âli, cenablık, ihsan, cömert. 6. Olgunluk. |
Fazlullah | Erkek | Arapça | Allahın fazlı, erdemi, lütfü |
Fecri | Erkek | Arapça | Sabaha karşı güneş doğmadan önce ufkun gündoğusu tarafından görülen aydınlığı, tanyerinin ağarması |
Fecriye | Erkek | Arapça | (bkz. Fecri) |
Fedai | Erkek | Arapça | l. Canını esirgemeyen, mühim bir maksat uğrunda canını vermeye hazır bulunan. 2. Allah yoluna başkoymuş. |
Fedakar | Erkek | Farsça | Birleşik isim. Kendini veya şahsi menfaatlerini esirgemeyen |
Fedayican | Erkek | Farsça | Canını vermeye hazır, canını verme |
Fehamet | Erkek | Arapça | (bkz. Fahamet) |
Fehim | Erkek | Arapça | Zeki, anlayışlı, pek çok anlayan |
Fehime | Erkek | Arapça | Anlayışlı, çabuk kavrayan |
Fehmi | Erkek | Arapça | Fehme mensup, fehim ile ilgili (bkz. Fehim) |
Fehmiye | Erkek | Arapça | (bkz. Fehmi) |
Felah | Erkek | Arapça | Kurtuluş, selamet, mutluluk, bahtiyarlık |
Felak | Erkek | Arapça | 1. Gün ağarması. 2. Kuran-ı Kerimin 113. suresinin adı. |
Felin | Erkek | Arapça | Mantar |
Fener | Erkek | Yunanca | İçinde ışık kaynağı bulunan şeffaf mahfaza |
Ferağ | Erkek | Farsça | Serin rüzgar |
Ferah | Erkek | Arapça | 1. Gönül açıklığı. 2. Sevinç, scvinme. |
Ferahengiz | Erkek | Türkçe-Farsça | Ünlü bir çeşit lale |
Ferahet | Erkek | Farsça | Şan ve şeref |
Ferahfeza | Erkek | Farsça | 1. Ferah artıran. 2. Türk müziğinin mürekkeb makamlarından. 3. Meşhur bir lale türü. |
Ferahna | Erkek | Farsça | 1. Bolluk, genişlik. 2. Geniş yer. |
Ferahnak | Erkek | Farsça | Sevinçli. - Türk müziğinin mürekkeb makamlarından |
Ferahnaz | Erkek | Farsça | Nazlı kız |
Ferahşan | Erkek | Farsça | 1. Sevinç veren. 2. Ferah saçan. |
Feramuş | Erkek | Farsça | Unutma, hatırdan çıkma, nisyan |
Feramuz | Erkek | Farsça | Kale muhafızı, kale koruyucusu |
Feraset | Erkek | Arapça | Anlayışlılık, çabuk seziş |
Feray | Erkek | Farsça | Aydınlık, parlak ay, canlılık, süs, zinet |
Feraye | Erkek | Farsça | Ay ışığı, ayın parlaklığı. |
Ferda | Erkek | Farsça | 1. Yarın. 2. Gelecek zaman, ati. 3. Ahiret, öbür dünya. |
Ferdane | Erkek | Arapça | Tekli, yalnız |
Ferdi | Erkek | Arapça | Fertle ilgili, ferde has, tek başına yapılan |
Ferdiyye | Erkek | Arapça | (bkz. Ferdi) |
Ferec | Erkek | Arapça | 1. Gam, tasa ve sıkıntıdan kurtulma. 2. Zafer. |
Ferhad | Erkek | Farsça | Anadolu Anoniminde Ferhad ve Şirin adıyla meşhur olan eski bir hikayenin erkek kahramanı olup Şirinin aşıkıdır. - (bkz. Ferhat) |
Ferhal | Erkek | Farsça | Kıvırcık ve dolaşık olmayan uzun saç. |
Ferhan | Erkek | Arapça | 1. Sevinçli, mesut. 2. Şen, memnun. |
Ferhat | Erkek | Arapça | Sevinç, neşe. (bkz. Ferhad). |
Ferhunde | Erkek | Farsça | Mübarek, mesut, meymenetli, kutlu, uğurlu |
Ferican | Erkek | Farsça | Hayat ışığı. |
Ferid | Erkek | Arapça | Tek, eşsiz, eşi olmayan, kıyas kabul etmez, ölçüsüz, üstün. - Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kullanılır |
Feride | Erkek | Arapça | (bkz. Ferid). -Kendi reyiyle hareket eden, kibirli, gururlu kimse |
Feridüddin | Erkek | Arapça | Dinin feridi, tek, eşsiz, kıyas kabul etmez kimse |
Feridun | Erkek | Farsça | 1. Sekizinci gök. 2. Pişdadilerin 6. padişahı olup Cemşid sülalesinden demirci Gavenin yardımıyla Dahhak-ı Mariyi öldürmüştür. Lakabı Ferruhtur. |
Feriha | Erkek | Arapça | Sevinçli, ferah |
Ferit | Erkek | Farsça | 1. Avcı kuş. 2. Donmuş, katılaşmış şey. |
Ferma | Erkek | Farsça | 1. Emreden, buyuran. 2. Amir. |
Ferman | Erkek | Farsça | 1. Emir, buyruk. 2. Padişah tarafından verilen yazılı emir, berat, buyrultu. |
Fermend | Erkek | Farsça | Mevki ve şeref sahibi |
Ferruh | Erkek | Farsça | 1. Uğurlu, kutlu. 2. Mübarek. 3. Aydınlık insan. - (bkz. Mübarek). |
Ferruhi | Erkek | Farsça | 1. Ferruha ait. 2. Uğurluluk, meymenet. 3. İranlı ünlü şair. |
Feryal | Erkek | Bilinmiyor | Gözleri ışık saçan güzel kız. |
Ferzan | Erkek | Farsça | İlim ve hikmet |
Ferzane | Erkek | Farsça | 1. Alim, bilgin, seçkin. 2. Benzerlerinden, akranlarından ileride. 3. Hakim, feylesof. 4. Tasavvufta, ncfsani bağlantılardan sıyrılmış olan derviş. |
Fesahat | Erkek | Arapça | Açıklık, duruluk |
Fetanet | Erkek | Arapça | Zihin açıklığı, zihnin yaratılıştan bir şeyi çabuk ve iyi kavraması. Peygamberlere mahsus beş sıfattan biridir |
Fethi | Erkek | Arapça | Fethe mensup. Fetih hakkında yazılan kaside |
Fethiyye | Erkek | Arapça | (bkz. Fethi) |
Fethullah | Erkek | Arapça | Dinin açılması. Yaşamaya başlamak. Allahın nusreti |
Fetih | Erkek | Arapça | 1. Açma, açış, açılma. 2. Bir ülkeyi, şehri veya kaleyi ele geçirme. 3. Zafer. 4. Kuran-ı Kerimin 48. suresi. 5. Kapalılığı giderme, ihtilafı halletme. |
Fettah | Erkek | Arapça | 1. Açan, açıcı, zafer kazanmış, üstün gelmiş. 2. Kullarının kapalı işlerini açan, Cenab-ı Hakkın isimlerinden. |
Fevzi | Erkek | Arapça | 1. Kurtuluşla ilgili. 2. Zafere ait. 3. Galip gelen, üstün olan. |
Fevziye | Erkek | Arapça | 1. (bkz. Fevzi). 2. Tarihte, yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine 2. Sultan Mahmud tarafından eski adalar mevkiine verilen ad. |
Feyha | Erkek | Arapça | Büyük, geniş, engin |
Feyyaz | Erkek | Arapça | 1. Çok faydalı, çok verimli. 2. Feyiz, bereket ve bolluk veren. |
Feyza | Erkek | Arapça | 1. Suyun taşıp akması. 2. Bolluk, çokluk, verimlilik, fazlalık, gürlük, ilerleme, çoğalma. 3. İlim, irfan. 4. Feyz ile dolu olan. |
Feyzi | Erkek | Arapça | 1. İlim, irfan. 2. Akma, suyun akıp taşması. 3. Bolluk çokluk, verimlilik. |
Feyzullah | Erkek | Arapça | Allahın feyzi, bolluğu, bereketi |
Feza | Erkek | Arapça | 1. Ucu bucağı bulunmayan boşluk. 2. Dünyanın sonsuz olan genişliği, sema. |
Fezzan | Erkek | Arapça | Büyük Sahrada, Trablus ülkesinin güneyinde bir ülke |
Fidan | Erkek | Yunanca | 1. Yeni yetişen körpe ağaç. 2. Fidan boylu: İnce uzun mütenasip. |
Fide | Erkek | Yunanca | Bahçıvanlıkta, yastıklarda tohumdan yetiştirilip başka yerlere dikilmek için hazırlanan sebze veya körpe çiçek |
Figan | Erkek | Farsça | Bağırarak ağlama, inleme anlamlarını taşımaktadır. |
Figen | Erkek | Farsça | Atıcı, yıkıcı, düşürücü |
Fikret | Erkek | Arapça | 1. Fikir, düşünce. 2. İdrak. 3. Zihin, akıl. 4. Murat, maksat, niyet. |
Fikri | Erkek | Arapça | Fikre ait, fikirle ilgili, düşünerek meydana getirilen şey |
Fikriye | Erkek | Arapça | (bkz. Fikri) |
Filiz | Erkek | Arapça | 1. Bitkilerde yeni sürgün, tohumdan çıkan yeni uçlar. 2. Ocaktan çıkarılmış, eritilmemiş ham maden, cevher, gümüş, filiz. 3. Betonarmede demirleri eklemek için bırakılan uzantılar. 4. İnce taze ve güzel vücutlu. |
Firas | Erkek | Arapça | 1. Yiğit, mert. 2. Binici, at yetiştirici. |
Fırat | Erkek | Arapça | 1. Tatlı su. 2. Türkiyenin en uzun nehri. |
Firazende | Erkek | Farsça | Yükselten |
Firdevs | Erkek | Arapça | 1. Cennet, 2. Bostan, bahçe. - Firdevsi: İran’ın milli destanı olan "Şeyhname"nin yazarıdır. Adı, Mansur b. Hasan’dır. 934-1020 yıllan arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Kehf ve Mü’minün Surelerinde Geçmektedir. |
Fırtına | Erkek | Türkçe | Hızlı, çabuk,güçlü |
Firuz | Erkek | Arapça | Mesut, mutlu, sevinçli, ferah, uğurlu, iyi bahtlı |
Firuze | Erkek | Arapça | 1. (bkz. Firuz). 2. Nişaburda çıkan açık mavi renkli ve değerli bir yüzük taşı. 3. Açık yeşil, dağ yeşili ile gök mavisi arasında ve bal mumu parlaklığında maruf kıymetli taş. |
Fitnat | Erkek | Arapça | Zihin açıklığı, zeyreklik. Zihnin herşeyi çabuk anlayışı. Türk şairlerinden meşhur bir İslam hanımının adıdır. Asıl adı Zübeydedir |
Francois | Erkek | Fransızca | Tek, yalnız, güçlü |
Fuad | Erkek | Arapça | Kalb, yürük, gönül |
Fuat | Erkek | Bilinmiyor | Yürek, kalp, gönül. |
Fuldem | Erkek | Bilinmiyor | Her zaman geniş, açık görüşlü |
Fulden | Erkek | Bilinmiyor | Her zaman geniş, açık görüşlü |
Fulin | Erkek | Bilinmiyor | Hoş kokulu çiçek ve iç güzelliği |
Fulsen | Erkek | Bilinmiyor | Bir çiçek adı. Anlamı konusunda daha fazla bilgiye sahip olan ziyaretçilerimiz bize yardımcı olabilirler. |
Fulya | Erkek | İtalyanca | Nergisgillerden, san renkte çiçeği keskin ve güzel kokulu bir bitki, sarı soğançiçcği |
Funda | Erkek | Türkçe | Kırcık yerlerde yetişen ve birçok çeşidi olan çalı |
Furat | Erkek | Arapça | (bkz. Fırat) |
Füreyya | Erkek | Bilinmiyor | Parlak, ışıltılı günler |
Furkan | Erkek | Arapça | Hakkı, batıldan, doğruyu yanlıştan ayırma, tefrik. Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresinde geçmektedir. |
Füruzan | Erkek | Farsça | Parlayıcı, parlayan, parlak |
Füsun | Erkek | Arapça | Büyü sihir. Şaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel |
Fuzuli | Erkek | Arapça | 1. Boşuna, yersiz, lüzumsuz, haksız. 2. Boşboğaz lüzumsuz işlerle uğraşan. 3. Yetkisi olmadığı halde başkası namına tasarrufta bulunan. - Fuzuli Mehmed: XVI. yy. da yaşamış büyük Türk şairlerinden. Çağatay edebiyatı da dahil olmak üzere, Türk edebiyatının birçok sahalarında kuvvetli tesir ve nüfus sahibidir. Türkçe, Arapça, Farsça, manzum, mensur birçok eserleri vardır. Bunlar arasında "Leyla ve Mecnun" mesnevisi çok meşhurdur. |
- bebek isimleri
- F harfi
Tepkini Göster
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Yorumlar
Sende Yorumunu Ekle