Türklerin Tarih Sahnesine İlk Çıkışı - Türklerin Tarihdeki Yolcuğu

406
Türkler ilk ne zaman duyuldu veya ne zaman "Türk" adından bahsettirdi? Türkler nereden geldi ve ne kadar büyük işler başardılar? İşte Türklük hakkında kısa bir zaman yolcuğu...
Türklerin Tarih Sahnesine İlk Çıkışı - Türklerin Tarihdeki Yolcuğu - bimakale.com | bimakale.com
24 Ekim 2023 Salı - 09:37 (1 Yıl önce)

       Türkler tarih sahnesine ilk ne zaman çıktığı konusunda bir çok hikaye ve efsaneler anlatılır.

       Tarihçi ve yazar Carter V. Findley dünya tarihinde tükler isimli kitabında bir otobüs imgesi kullanarak tüklerin tarihdeki yolculuğu hakkında çok güzel bir benzetme yapmış. Demiş ki "Türklük doğudan batıya bütün asyayı aşan bir otobüse benzer. Yolculuk uzun sürmüş ve otobüs ikidebir mola vermiştir. Her molada sandık sepet ve torbalar indirilip bindirilir. Otobüs güzergahının  nerede başlayıp nerede bittiği çoğu yolcunun umurunda değildir. Çoğunun niyeti kısa bir mesafeden sonra inmektir. Otobüsteki diğer yolcularla aralarındaki ortak noktaların farklardan daha fazla olduğu belki akıllarından bile geçmiyordur. Arada bir otobüs bozuluyor yoldan temin edilen yedek parçalar ile onarılıyordur. Türkiye'ye varıldığında yolculardan yada eşyalardan hangisinin bütün seyahati aynı otobüste yaptığını yada böyle bir yocu olup olmadığını kimse hatırlamıyordur. Otobüs bile değişmiştir. Bütün bunlara rağmen adı Trans Asya Türk Otobüsü'dür."

        Findley in bu otobüs benzetmesi güzel ancak kitabında kendisininde behsettiği üzere bu sadece bir başlangıç. Türklerin tarihi o kadar zengin coğrafya ve kültür çorbası ki bunu tek bir otobüs imgesi ile anlatmak mümkün değil. Bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin zamanda geriye 3 yöne uzanan bir tarihi var. Türklerin gelişinden çok önceye dayanan Anadolu mirası, 7nci yüzyıl Arabistanına uzanan İslam mirası ve Orta Asya'daki ilk türklere ve öncülerine kadar uzanan türk-moğol mirasıdır. Aslında bu noktada tek bir otobüs imgesi yerine orta asyadan çıkan ve dünyanın dört bir yanına yayılan bir çok  güzergah görürüz. Peki bir başlangıç noktası arayacak olursak nereye gitmeliyiz. Bugün fiziki görünüm olarak türk halklarının birbirlerinden çok farklı görünümlere sahip olduğunu söyleye biliriz. Ancak türk halklarının birliğini dilde görebiliriz. Zaman içerisinde milletler arasındaki konuşulan diller birbirlerini anlamayacak kadar çok çeşitlenmiş olsada kullanılan ortak kelimeler türk halkları arasında  oldukça çoğunluktadır.

       Türkler ilk olarak nerede yaşadılar? İlk yurtları neresiydi? İskitler türk müydü? Nereden dünyaya açıldılar?

       Bilinen tarihle birlikte ortaya çıkan ve varlığını günümüze kadar sürdüren milletlerden birisidir türkler. M.Ö. 4ncü bin yıldan 21 nci yüzlıla kadar geçen sürede 3 kıtada hükümran olan türkler 16 imparatorluk ve yüzlerce devlet kurdular. Türkler kesin tarihi ve sınırı bilinmemekle beraber Orta Asya nın kuzey bölgesinde Güney Sibirya diye bilinen Altay dağlarının kuzeyinde bulunan ve günümüzde Hakasya Rusya olarak bilinen bölgede ortaya çıktılar.

        Bulundukları bölgede mevsimler arası ani değişimler, zor doğa koşulları ön türklere ilk eğitimini verdi. Bu insanlar önce kabile dayanışmasının sağlam yapısını öğrendiler.   Sonra herkesin bir başkası için yem olduğunu ve zamanından önce yenilmemek için uzunca bir zaman yiyen taraf kalınması gerektiğinide anladılar. Ön türkler oldukça kısa süren yaz ayları böyunca taneli meyveler, şifalı otları, boya elde etmek için kullandıkları bitkileri ve saatlerce kaynattıkları bazı ağaç kabuklarını topluyorlardı. Dost yada düşman tüm hayvanlar özellikle geğik türleri taze et ve kürk ihtiyaçlarını karşılıyordu. Göklerin en yükseğinde uçan kartallar, kurtlar, korkunç güçleri olan ayılar, göllerin aşıkları kuğular onların ilham kaynaklarıydı. Bütün bu hayvanlar türklerin önce mitolojisinde sonra masallarında yer alacaktı. 

  

          İlk Türkler taihlerindeki en büyük devrimi ormanlardan bozkırlara inmekle yapmışlardı. Avcılık ve toplayıcılık uygarlığından yetiştiriciliğe, ren geyiği kültüründen at kültürüne geçtiler. Çinlilerin binlerce yıldır HU diye adlandırdıkları bu insanlar buzullaşma, aşırı nüfus artışı, açlık ve salgın hastalık gibi birçok güçlükle başederek hiç durmaksızın yer değiştirdiler. Bir ortaya çıktılar bir kayboldular kah bir araya gelip birleşti kah ayrılıp dağıldılar. Sürülerine ot ve su bulabilmek için orta asya Türkleri konar göçer hayata yöneltti. At en değerleri nibetlerden biriydi çünkü ulaşımda, beslenmede, savaşda vazgeçilmez bir öğeydi. Böylece ön türkler insanlığa at kültürünü armağan ederek atı dünya da ilk evcilleştiren topluluk oldular. At sayasinde nice ulaşılması zor yönlere gittiler, nice savaşları kazandılar.O kadar atla bütünleşmişlerdi ki seyredenler onların atın üstünde doğduğunu ve bir dahada hiç inmediklerini sanarlardı. Eğeri, üzengiyi ve en sağlamdan çelikten oku icat edip bu donanımlarla hiç yenilmez olarak yaşayacaklardı.

          İskitler diğer adlarıyla Sakalar olarak orta asyadan Avrupa sınırlarına kadar oldukça geniş bir alana akınlar yapıp bu alanlara uzunca bir zaman hükmetmişler. Değişik zamanlarda değişik topluluklar oluşturup diğer toplularla savaşlar diğer bir deyişle kardeş kavgası yapımışlar ve bir birlerini sürekli farklı yerlere göç etmek zorunda bırakmışlar. Böylelikle kavimler göçü dediğimiz büyük göçlere neden olmuşlar.

          Tarih öncesinden zamanımıza kadar dünyanın birçok noktasını yerleşke olarak tutan türkler tarih boyunca bir çok büyük devlet ve medeniyete ev sahipliği yapmış ve diğer türk olmayan toplumları etkilemişler küçük büyük birçok topluluğu adeta türkleştirerek kendi toplaumlarını her zaman büyük tutmuşlardır. Türklük zamanı adeta bir yol olarak kullanıp daha nice zaman dilimleri içinde varlıklarını sürdüreceklerdir. Ulu Önder Atatürk'ünde dediği gibi "Ne Mutlu Türküm Diyene"   

 

 


  • Türk
  • Tarih
  • Türk Tarihi
  • Zamanda Yolculuk



Yorumlar
Sende Yorumunu Ekle
Kullanıcı
0 karakter