Bebek İsimleri Listesi - V Harfi İle Başlayanlar
124
İsim | Cinsiyet | Köken | Anlamı |
Vabil | Erkek | Arapça | İri damlalı yağmur |
Vabile | Erkek | Arapça | (bkz. Vabil |
Vacib | Erkek | Arapça | 1. Dini (şeri) bakımdan terkedilmesi doğru ve uygun olmayan, kesinlik bakımından farzdan sonra gelen. 2. Çok lüzumlu, bırakılması mümkün olmayan zaruri. -Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
Vacibe | Erkek | Arapça | Yapılması gerekli olan |
Vacid | Erkek | Arapça | Yaratan, meydana çıkaran. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır |
Vacide | Erkek | Arapça | 1. Meydana getirici, yaratıcı. 2. Varlıklı, zengin. |
Vafe | Erkek | Farsça | 1. Nasip, kısmet. |
Vafi | Erkek | Arapça | Yeter, tam. Sözünde duran, sözünün eri |
Vafid | Erkek | Arapça | Elçi, temsilci, rasul |
Vafir | Erkek | Arapça | Çok, bol |
Vafire | Erkek | Arapça | (bkz. Vafir) |
Vafiye | Erkek | Arapça | (bkz. Vafi) |
Vaha | Erkek | Arapça | Çöllerin su bulunan kesimlerinde oluşan bitkili alan |
Vahab | Erkek | Arapça | Bağışlayan, ihsan eden. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. "Abd" takısı alarak kullanılırsa daha iyi olur: Abdülvahab |
Vahat | Erkek | Arapça | Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yerler. Vahalar |
Vahdeddin | Erkek | Arapça | Dinin tekliği, birliği. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır |
Vahdet | Erkek | Arapça | 1. Yalnızlık, teklik, birlik. 2. Allahı birlemek, şirkten uzaklaşmak. 3. Hakimiyet ve teşrii (yasa koyuculuğu) yalnız Allaha ait olarak görmek. |
Vahdi | Erkek | Arapça | Bir ve tek olmayla ilgili |
Vahib | Erkek | Arapça | Bağışlayan, bağışlayıcı. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır |
Vahibe | Erkek | Arapça | (bkz. Vahib) |
Vahid | Erkek | Arapça | Bir, tek, yalnız. Allahın sıfatlarındandır. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır |
Vahiddin | Erkek | Arapça | Tek din, dinin tekliği |
Vahide | Erkek | Arapça | (bkz. Vahid) |
Vahit | Erkek | Arapça | Tek, bir |
Vaid | Erkek | Arapça | Birini iyiliğe sevk ve kötülükten uzaklaştırmak için korkutma, yıldırma |
Vail | Erkek | Arapça | Sığınan, kurtulan. Sahabe adlarındandır: Vail b. Hucr |
Vaiz | Erkek | Arapça | Dinsel öğütlerde bulunan kimse |
Vaize | Erkek | Arapça | (bkz. Vaiz) |
Vakar | Erkek | Arapça | Ağırbaşlılık, haysiyetini koruma, temkin sabır, heybet |
Vaki | Erkek | Arapça | l.Vuku bulan, olan, düşen, olagelen, rastlayan. 2. Geçen, geçmiş olan. |
Vakıa | Erkek | Arapça | (bkz. Vaki) |
Vakıf | Erkek | Arapça | 1. Bir şeyi elde eden, bir işten haberli olan. 2. Duran, ayakta duran. Arafatta vakfe yapan. |
Vakkas | Erkek | Arapça | Okçu, savaşçı. Sahabe isimlerindendir |
Vakur | Erkek | Arapça | Ağırbaşlı, temkinli |
Vala | Erkek | Farsça | Yüksek, yüce |
Valaşan | Erkek | Farsça | Şanı yüce, şanlı |
Valay | Erkek | Farsça | Yükseklik, yücelik |
Valek | Erkek | Pomakça | Kurt anlamında kullanılmaktadır. |
Vali | Erkek | Arapça | Bir vilayeti idare eden en büyük memur |
Valih | Erkek | Arapça | Şaşakalmış, hayret etmiş, hayran |
Valihe | Erkek | Arapça | (bkz. Valih) |
Vamık | Erkek | Arapça | 1. Seven, aşık. 2. Vamık ile Azra öyküsünün erkek kahramanı. |
Vamıka | Erkek | Arapça | (bkz. Vamık) |
Varaka | Erkek | Arapça | 1. Tek yaprak, tek kağıt. Yazılı kağıt. 2. İlk vahyin gelmesi üzerine Hz. Haticenin Hz. Peygamberi alıp götürdüğü meşhur kişi: Varaka b. Nevfel. 3. Varaka ile Gülşah hikayesinin erkek kahramanı. |
Vareste | Erkek | Farsça | 1. Kurtulmuş. Serbest, rahat, azade. 2. İlişiksiz. |
Vargın | Erkek | Türkçe | Ulaşan, isteğine kavuşan |
Varid | Erkek | Arapça | 1. Gelen, vasıl olan, erişen. 2. Bir şey hakkında çıkan, söylenen. |
Varide | Erkek | Arapça | (bkz. Varid) |
Varış | Erkek | Türkçe | Zeka, anlayış, akıl |
Varis | Erkek | Arapça | 1. Cenab-ı Hakkın 99 isminden birisi. Mal ve mülkün, bütün değerlerin son ve gerçek sahibi yüce Allah. 2. Varis kelimesi, müslümanlar kastedilerek de kullanılmıştır. 3. Mirasçı, kendisine miras düşen |
Varlık | Erkek | Türkçe | Yaşam, hayat. Var olan herşey |
Varol | Erkek | Türkçe | Yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun |
Vasfi | Erkek | Arapça | Vasıfla ilgili, vasfa ait. Nitelikli |
Vasfiye | Erkek | Arapça | (bkz. Vasfı) |
Vasi | Erkek | Arapça | 1. Vasiyeti yerine getiren, vesayeti yüklenen kimse, henüz reşid olmamış çocuğun işlerine bakmakla mükellef kimse. 2. Geniş, açık, enli, bol, kapsayıcı. 3. Her şeyi ihata edici. Bilgisinin boyutları sınırsız. 4. Allahın isimlerinden (bkz. Abdülvasi). Kuran-ı Kerimde zikredilen isimlerdendir. |
Vasıf | Erkek | Arapça | 1. Vasfeden, vasıflandıran. Bir kimse veya şeyi başkalarından ayıran kendine has hal, nitelik hususiyet. 2. Bir şeyin mahiyeti, sıfatı, tabiatı, karakteri ile bunların tarif ve sayılması. |
Vasıfe | Erkek | Arapça | (bkz. Vasıf) |
Vasık | Erkek | Arapça | Güvenilen, emin, mutemed. Abbasi halifelerinden birinin unvanı |
Vasıl | Erkek | Arapça | Ulaşan, kavuşan, yetişen |
Vasıla | Erkek | Arapça | (bkz. Vasıl) |
Vasile | Erkek | Arapça | (bkz. Vasıl) |
Vassaf | Erkek | Arapça | Niteliklerini bildirerek anlatan ya da öven. Vassaf el-Hazrat. İranlı tarihçi, yazar |
Vassal | Erkek | Arapça | 1. Vasleden, ulaştıran, birleştiren. 2. Sayfalan yapışan, eski yazılı bir kitabın sayfalarını ayıran sanatkar. |
Vassale | Erkek | Arapça | (Eski) yazma eserlerin kenarlı kısmına kağıt ilavesi suretiyle yapılan tamir şekli |
Vatan | Erkek | Arapça | Yurt, ülke |
Vazah | Erkek | Arapça | Beyaz, güzel yüzlü adam |
Vazahat | Erkek | Arapça | Vazıhlık, açıklık |
Vecaheddin | Erkek | Arapça | Dinin yüceliği, onuru. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır |
Vecahet | Erkek | Arapça | 1. Güzel yüzlülük, gösterişlilik, güzel yüz. 2. Saygınlık, onur. |
Vecazet | Erkek | Arapça | Sözün, veciz kısa oluşu |
Vecdet | Erkek | Arapça | Zenginlik, varsallık |
Vecdi | Erkek | Arapça | Coşkunlukla ilgili, coşkunlukla oluşan |
Vecdiye | Erkek | Arapça | (bkz. Vecdi) |
Vechi | Erkek | Arapça | Yüzle ilgili, yüze ait |
Vechiye | Erkek | Arapça | (bkz. Vechi) |
Vecibe | Erkek | Arapça | Ödev, boyun borcu, vazife |
Vecid | Erkek | Arapça | 1. Bir şeyin güzelliği karşısında kendini kaybedecek dereceye gelmek, coşkulanmak. 2. Tanrı sevgisinden dolayı duyulan coşkunluk, sevinç. |
Vecih | Erkek | Arapça | 1. Yüz, çehre. 2. Tarz, üslup. 3. Sebeb, vesile. |
Vecihe | Erkek | Arapça | (bkz. Vecih) |
Vecihi | Erkek | Arapça | 1. Güzellik, hoşluk, uygunlukla ilgili.2. Bir kavmin önderi, şeref ve mevki sahibi. Vecihi: Türk tarihçisi. (Kırım 1620). |
Veciz | Erkek | Arapça | Kısa, derli toplu |
Vecize | Erkek | Arapça | Derin anlamlı, özlü, güzel söz |
Vecne | Erkek | Arapça | Yanak yumrusu, elmacık |
Vedîatullah | Erkek | Arapça | Allahın emaneti, dini. Kadınlar da Allahın emaneti olarak nitelenmişlerdir |
Veda | Erkek | Arapça | 1. Ayrılırken söylenen selamlama sözü. 2. Ayrılma, ayrılış. |
Vedat | Erkek | Arapça | Sevgi, dostluk |
Vedi | Erkek | Arapça | Başkasının malını saklamakla görevli kimse |
Vedia | Erkek | Arapça | Saklanılması, korunması için birine ya da bir yere bırakılan emanet |
Vedid | Erkek | Arapça | Dost, sevgisi çok olan. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır |
Vedide | Erkek | Arapça | (bkz. Vedid) |
Vedud | Erkek | Arapça | 1. Çok muhabbetli, çok şefkatli. 2. Allahın isimlerinden. İyi kullarını sevip onlara rahmet ve rızasını irade eden yüce Allah. -(bkz. Abdülvedud). Kuranda Hud, ayet: 90; Buruc, ayet: 14te zikredilmiştir. |
Vefa | Erkek | Arapça | 1. Sözünü yerine getirme, sözünde durma, borcunu ödeme. 2. Sevgi, dostluk ve bağlılıkta sebat. Yetme yetişme; ömrü vefa etmedi. |
Vefai | Erkek | Türkçe | Vefa ile ilgili |
Vefakar | Erkek | Farsça | Sevgisi geçici olmayan, vefası olan |
Vefi | Erkek | Arapça | 1. Vefalı, bağlı. 2. Tam, mükemmel, eksiksiz. |
Vefia | Erkek | Arapça | 1. Vefalı, sevgisi geçici olmayan. 2. Tam, eksiksiz. |
Vefik | Erkek | Arapça | Uygun, muvafık, arkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan. Ahmed Vefik Paşa |
Vefika | Erkek | Arapça | (bkz. Vefik) |
Vefir | Erkek | Arapça | Çok, bol |
Vefire | Erkek | Arapça | (bkz. Vefir) |
Vefret | Erkek | Arapça | Çokluk, bolluk |
Vehb | Erkek | Arapça | Bağışlama, bağış, vergi. Vehb b. Münebbih: Kitabül-Kaderin müellifi.- Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır |
Vehbi | Erkek | Arapça | Allahın ihsanı sonucu olan. Allah vergisi, fıtri |
Vehbiyye | Erkek | Arapça | (bkz. Vehbi) |
Vehhab | Erkek | Arapça | Çok hibe eden, bağışlayan. Sayısız nimetler veren yüce Allah. Bu isim Esmaul-Hüsnadan-dır. Kuran-ı Kerimde, Al-i İmran, ayet: 8; Sad suresi ayet: 9 ve 35te geçmektedir. - (bkz. Abdülvehhab) |
Vehhac | Erkek | Arapça | Çok parıltı. Çok alevli |
Vekil | Erkek | Arapça | 1. Başkasının yerine ve adına hareket eden veya konuşan. 2. Asıl vazifelinin yerine çalışan, bir vazifeyi geçici olarak idare eden. 3. Hükümet üyesi olan kimse, bakan, nazır. 4. Kuranda Allahın ismi olarak da geçmektedir, (bkz. Abdülvekil). |
Vekkad | Erkek | Arapça | Parlak, aydınlık, ışıklı |
Vela | Erkek | Arapça | Yakınlık, sahiplik. Efendisinin, azat ettiği köle ve cariyesi ile olan münasebeti ve onlar üzerindeki hakkı |
Veladet | Erkek | Arapça | Doğuş, dünyaya gelmek, ortaya çıkmak |
Velaya | Erkek | Arapça | Ermiş kadınlar |
Velayet | Erkek | Arapça | l. Velilik, ermişlik. Veli ve ermiş olan kimsenin hali ve sıfatı. 2. Başkasına sözünü geçirme. 3. Dostluk, sadakat. |
Veli | Erkek | Arapça | 1. Çocuğun bakımı ve idaresi üzerinde olan, hal ve hareketlerinden sorumlu bulunan kimse. 2. Dost, yakın. 3. Allahın sevgili kulu, ermiş evliya. Allahın isimlerinden. (bkz. Abdulveli). |
Velican | Erkek | Arapça | Candan, dost, yakın |
Velid | Erkek | Arapça | Yeni doğmuş çocuk. Erkek çocuk, köle. Sahabe isimlerindendir |
Velide | Erkek | Arapça | (bkz. Velid) |
Velime | Erkek | Arapça | Düğün ziyafeti. Evlenme, düğün |
Veliye | Erkek | Arapça | -(bkz. Veli) |
Veliyüddin | Erkek | Arapça | Dinin sahibi. Dinin dostu |
Veliyullah | Erkek | Arapça | Allahın sevgili kulu. Allaha teslim olmuş, onun hakimiyet ve sultasının dışında hakimiyet ve sulta tanımayan. Yalnızca Allahı, rasulünü ve müminleri dost edinen |
Velu | Erkek | Arapça | Bir şeye fazla düşkün olan |
Velud | Erkek | Arapça | Doğurgan, çok doğuran |
Vemiz | Erkek | Arapça | Bulut arasından görünen ışık |
Venüs | Erkek | Fransızca | Merkürden sonra, Güneşe en yakın olan gezegen. Çobanyıldızı |
Vera | Erkek | Arapça | 1. Günah ve haramdan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak durma, takva, ittika. 2. Halk, mahluk, alem, kainat. |
Verda | Erkek | Arapça | Gül |
Verdi | Erkek | Arapça | Güle ait, gül ile ilgili |
Verdinaz | Erkek | Farsça | Naz gülü, nazlıların gülü |
Vergi | Erkek | Türkçe | Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelikler |
Vergin | Erkek | Türkçe | Verici, özverili kimse |
Verim | Erkek | Türkçe | Ortaya çıkan, beklenilen, istenilen sonuç |
Verka | Erkek | Arapça | 1. Yabani güvercin, üveyik. 2. Açık, boz renk. |
Verrak | Erkek | Arapça | Kağıtçı. Ünlü Arap kelam bilgini: Ebu İsa Muhammed b. Harun el-Verrak |
Verşan | Erkek | Arapça | Çevreye şan ver, ünlen, ünlü ol |
Verziş | Erkek | Farsça | 1. Çalışma, işletme. 2. Çalışmış. |
Vesamet | Erkek | Arapça | Güzellik, güzel olma |
Vesik | Erkek | Arapça | Çok sağlam, güçlü |
Vesika | Erkek | Arapça | İnanılacak sağlam delil. Belge |
Vesile | Erkek | Arapça | 1. Neden, sebep. 2. Elverişli durum. 3. Kavuşma, yaklaşma. 4. Rasulullahın cennetteki makamı. Maide suresi 57. ayette geçmektedir. |
Vesim | Erkek | Arapça | Güzel yüzlü |
Vesime | Erkek | Arapça | (bkz. Vesim) |
Veyis | Erkek | Türkçe | Yoksulluk, muhtaçlık |
Veysel | Erkek | Arapça | Aslı Üveystir. Kurt anlamında. Veysel Karanı: Raşid halifeler döneminde Şamdan Medineye gelerek yaşamış, Medine-i Münevverede itibarlı bir hayat sürmüş. Hadis-i şeriflerde övülmüş meşhur veli. Sıffin savaşında şehid olduğu söylenir. - (bkz. Üveys) |
Veysi | Erkek | Arapça | Yoksul, muhtaç. Veysi: Türk şair, yazar (Üsküp 1625) |
Vezime | Erkek | Arapça | Beytullaha gönderilen hediye, armağan |
Vezir | Erkek | Arapça | Osmanlı devletinde, askeri ve idari en yüksek derece olan vezirlik rütbesinde olan kimse |
Vezire | Erkek | Arapça | (bkz. Vezir) |
Vicdan | Erkek | Arapça | 1. İyiyi kötüden, hayrı serden ayırmayı sağlayan iç duygu, ahlak şuuru. His duygu. 2. Din, inanç. |
Vidad | Erkek | Arapça | Sevme, sevgi. Dostluk |
Vidade | Erkek | Arapça | (bkz. Vidad) |
Vildan | Erkek | Arapça | 1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar, köleler. Kuranda zikredilmiştir. |
Visali | Erkek | Arapça | Kavuşma, ulaşma ile ilgili |
Visam | Erkek | Arapça | Damgalı, nişanlı |
Volkan | Erkek | Fransızca | Yanardağ, burkan |
Vural | Erkek | Türkçe | Vur al |
Vuralhan | Erkek | Türkçe | Vural han |
Vüreyka | Erkek | Arapça | Yaprakçık, küçük yaprakçı |
Vurgun | Erkek | Türkçe | Birine aşık, tutkun |
Vuska | Erkek | Arapça | Çok sağlam, pek kuvvetli. Urvetul-Vuska (Pek sağlam kulp) müslümanlık |
Vuslat | Erkek | Arapça | Ulaşma, erişme, kavuşma, buluşma, beraber olma |
Vusta | Erkek | Arapça | 1. Orta, ortada bulunan, arada olan, iç. 2. Orta parmak. |
- bebek isimleri
- V harfi
Tepkini Göster
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Yorumlar
Sende Yorumunu Ekle